İlk yıllara ait yalnızca tek bir olayı doğrudan anımsıyorum, belki sen de anımsıyorsundur bunu. Bir gece su diye durmadan vızıldamıştım, susadığımdan değildi elbette, muhtemelen kısmen kızdırmak kısmen de kendimi oyalamak içindi.Yaptığın birkaç sert uyarı fayda etmeyince, beni yatağımdan almış, evin kapısının önündeki koridora çıkarmış ve kapıyı yüzüme kapatarak beni orada geceliğimle kısa bir süre tek başıma bırakmıştın. Bunun yanlış olduğunu söylemek istemiyorum, o sırada gece istirahatini sağlamak başka yolla gerçekten mümkün değildi belki, ama ben bununla senin eğitim yöntemlerini ve üzerindeki etkisini tarif etmek istiyorum. Sonrasında herhalde sözünü dinlemiştim, ancak bundan içsel bir hasar görmüştüm.
Anlamsızca su istemenin bana göre doğallığıyla dışarıya bırakılmanın olağanüstü korkunçluğu arasında mizacım geriği asla doğru bir bağlantı kurmaya başaramadım. Devasa adamın, babamın, en üst merciin neredeyse nedensiz gelivereceği, beni gece vakti yatağımdan alıp kapı önündeki koridora bırakabileceği ve onun gözünde böylesi bir hiç olduğum yönündeki kahredici düşünceyle yıllar sonra bile acı çektim...