RÜYA .. HAYAL … HAKİKAT..
Merhaba değerli inceleme okuyucuları.
Uzun ve güzel bir okuma sürecinde sona yaklaştığım için bu güzel eser için inceleme yazmadan geçmek istemedim. Ben bu incelemeyi yazdığımda benimle beraber 28 kişi bu kitabı okumuş olacak 1K da ve incelemeden sonra da artar inşallah.
Öncelikle belirteyim ki bu kitap, yazarın Psikoestetik kitabından sonra okunması gereken bir kitap. Çünkü Psikoestetik’te derdin tanımı, İyileşme’de ise devası mevcut özetle..
Şimdi dert ne dermanı ne..
Başlıyorum..
Farkındalığınızı artırmaya ve belki de bazı sorunları çözmeye başlamak için adımlar atılmasına vesile olurum umarım..
Bilenler bilirler, bazı incelemelerimde ve okuduğum kitaplarda, bir dönem, içeriği rüya olanlar ağırlıktaydı.. Hep kafa yorduğum ve önce şahsımda sonra da zaman zaman etrafımda karşılaştığım bir nevi SIRLI bir olaydı bu rüya meselesi.. Neden sırlı diyorum çünkü öteki taraftan şifreli mesaj alır gibi ya da sinemada arkası yarın izler gibi sabahlara kadar görülen rüyalar ya da kabuslar çoğumuzun hayatında olmuştur.. Birkaç gün sonra aynen çıkanları mı ararsınız, sabaha kadar görülüp ZOPA yemiş gibi kalkılanları mı ararsınız, ölmüş akraba eş dost yakınları mı ararsınız, işyeri vukuatları, sevgili suretleri, savaşlar, siyasi liderler vs vs yelpaze inanamayacağınız kadar geniş.. TABİ Kİ BAZILARI İÇİN!!! ‘’Ben hiç rüya görmem ki’’ diyenler elbette anlayamayacaklar bu durumu ama ben anlayanlarla az hasbihal edeyim dedim işte .. Bu arada unutmadan söyleyeyim neden çok rüya görmediklerini ‘’ korteks(üst beyin) faaliyetleri çok olanlar, yani zihinsel meşguliyeti fazla olup para kazanma vs dünyevi işleri ile uğraşanlar’’ genelde bu kategoriye giriyorlarmış efenim.. Tabii ki ‘’yok yahu ben bi rüya görüyorum şak diye çıkıyor’’ diyenlere saygım sonsuz lakin yazarın dediği gibi ‘’ kimseye anlatmadan yazın da görelim çıkıyor mu çıkmıyor mu’’ DERİM :)) Çünkü bu durum öteki taraftan şifreli mesaj almak olarak algılanıp sonrasında aslında bilinçaltının çığlıklarını fark etmek olarak son buluyormuş :))
Konu rüya yazmaya gelmişken hemen söyleyeyim.. Kitap üçerli beşerli onarlı seriler halinde görülmüş rüyaların, sahiplerinden izin alınarak kitaba alınması ve analiz edilmesinden ibaret.. TABİR ile sakın karıştırmayalım ANALİZ!! Şimdi diyenler olacaktır belki ‘’ bana ne milletin rüyasından analizinden’’ diye lakin ben büyük bir merakla okudum sayın okuyucular .. ve ilk şaşırdığım şey SADECE BENİM SEMBOLLERİM SANDIĞIM SIRLI!! SEMBOLLERİ HERKESİN DE UFAK NÜANSLARLA GÖRÜYOR olmasıydı. Mesela uçmak, arabaya-otobüse-trene-uçağa binmek, havuz-deniz-göl- nehir- yağmur- kar sembolleri, asansör inmek çıkmak, çanta-bavul-cüzdan-ayakkabı-terlik kombinasyonları, hayvanat nebatat türleri , kaçmalı göçmeli film senaryolarına taş çıkartan olaylar türleri vs vs.. ve yıllarca tabir etmekle uğraşmanın faydasız oluşunu idrak ediyorum okudukça da.. Neden?? Çünkü bu öteki taraftan şifreler öyle her önüne gelene verilmiyor da ondan :)) Yani doğal olarak bu rüyalar çoğunlukla kişinin BİLİNÇALTI ÇIĞLIKLARIndan ibaret oluyor özetle…
Şimdi kritik mevzu şu..
Bilinçaltı kayıtları anne karnına düşer düşmez alınmaya başlıyor.. ve dahi bilimsel olarak RNA larla atalarınızdan Sperm ve Yumurta ile aktarılan milyonlarca kayıt ile birlikte doğduğunuz da bilimsel bir gerçek iken ( bu konuda Nobel ödülü varmış bu arada kitapta ayrıntılı yazıyor) şimdi bilinçüstü yani korteks 2 yaşından sonra oluşmaya başlıyor ve takribi 10 yaşına kadar tam oluşma süresi devam ediyor yani hatırlayamadığınız bu yaşlardaki kayıtlarınızın hepsi SEMBOL DİLİYLE BİLİNÇALTINIZA BİR BİR İŞLENİYOR!! efendim…
Bu işlenen bir nevi kodlanan bu kayıtlar işte sizin KAREKOD larınız değerli okuyucular.. en gizli takıntılarınızın kaynakları ve yaşam kalitenizi düşüren ve hatırlayamadığınız için bu neyin nesi diye KİLİTLENMİŞ GİBİ yaşamaya devam ettiğiniz belki de bilinçaltı dürtüleriniz!
Bir ömrü böyle tüketmek de bir tercih, bunlarla yüzleşmek ve çözmeye çalışmak da bir tercih tabii ki..
Bu takıntıların yelpazesi çok geniş; mesela en basitinden sürekli el yıkamak zorunda kalmak, ana kuzusu olup evlense dahi anası ve eşi arasında tükenmek, çocuklarını çocuğu gibi değil de bir rakibi gibi görüp karısından kıskanmak, evlenememek, evlense dahi karısını annesi gibi-kocasını babası gibi görüp poligamlık eğilimi göstermek, eşcinsel eğilimler, bağımlılıklar vs vs vs…. Yazar bu konuda tam bir uzman.. yer yer kendi hayatından da örneklerle anlattığı çok şey var.. 90 lı yılların sonlarına doğru ve 2000 li yılların başlarında çeşitli tv prg leri de yapmış ama onun tabiriyle ‘’ Çocuk alt beyinli bir Rahim toplumu ’’ olan her toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da bilimsel bahsettiği bazı konularda ayıp günah tarzı tepkilerle çok da fazla sürmemiş programları.. Gata da doktorluk yaparken Rüya Analizi üzerine ciddi çalışmalar yaparak kendi tabiriyle ‘’Nusretiyen Ekol’’ ün de kurucusudur..
Tavsiyem muhakkak okunup bilinçlenmesi.. Rüya okumak istemeyenler yazarın diğer kitaplarından da başlayabilir.. Evrenin Dili diye bir kitabı başlangıç için gayet ideal mesela.. Evrensel Eşit Kuyruklu Canlı 1-2-3-4 serisi de çok hoş kitaplar.. ben bundan sonra onlara başlamayı düşünüyorum ..
Velhasılı kelam….
Okumanızı tavsiye ederim değerli arkadaşlar..
Dünyaya geldik bir kere bari yaşamanın hakkını verelim değil mi..
Hepinize sağlıklı huzurlu mutlu ve yaşam kalitenizin arttığı günler ve güzel okumalar diliyorum..
Ve tabii her daim AŞK ile kalın…