Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

113 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bir apartmandaki bütün dairelerin zillerine basıp sonra başka bir binanın arkasına koşturup ev sahiplerinin gergin halini izleyen muzip bir çocuk Barış Bıçakçı. Eğer tek cümleyle yazarı tarif et deseydiniz böyle bir cümle kurardım. Kitapla tanışmam
İpek Demirer
İpek Demirer
‘ın harika incelemesi ile oldu. Eğer öyle sevimli, bir o kadar da dolu incelemesi olmasaydı kitabı başka bir zamanda okuyabilirdim. İpek, Herkes Herkesle Dostmuş Gibi’den bahsederken “Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane.” diye bir cümle kurmuş. Kitap gerçekten de okurken katman katman açılıyor. İlk başlarda yazarın ne yapmak istediğini anlamasanız da sonradan anlayabiliyorsunuz. Spoiler vermemek için bu konudan çok bahsetmek istemiyorum. Romandaki bulmacayı çözmek okuru, bir kedinin bir yumak ipi çözmesi gibi daha mutlu edecektir. Yine de bazı şeylerden bahsetmem gerekecek. Romanda pek çok kişinin hayat hikayesi bir arada verilmiş. Ben bazen öykülerin içine girmekte zorlandım. Art arda birçok öykü okurken güçlükler yaşadığım, odaklanamadığım oldu. Ben ki her gün yeni bir film izlememek için art arda üç yüz bölüm Kurtlar Vadisi izlemeyi tercih eden biriyim. Tembelliğime düşkünüm. Yeni karakterleri art arda tanımaktansa aynı karakterlerin maceralarını izlemek bana daha konforlu geliyor. Eğer tembel değilseniz ve saksıyı bolca çalıştırmak istiyorsanız Bıçakçı tam size göre. Yazarın dilini ve tespitlerini ise Oğuz Atay’a benzettim. O da hayattan sıradan bir ayrıntıyı alıp, küçük bir olaya mercek tutup dahiyane bir tespit yapabilir. Barış Bıçakçı da Oğuz Atay da ironik bir dille bu işi çok iyi yapabiliyorlar. Aynı kumaştan olduklarını sanıyorum. İnce düşünen bir zekaları, saf bir dimağları var. İkisinin çocuk ruhlu olduğunu da söyleyebilirim. Hatta Mina Urgan’dı sanırım Oğuz Atay’ı bir kediye benzetiyordu. Konuşsa bir anda kedi konuştu gibi olacaktı, diyor onu bir yerde izlerken. Aynısı Barış için de geçerli olabilir belki. Truva filminde şehri ele geçiremeyen askerler, düşmanlarına tahtadan devasa bir at hediye ederler. Gece olduğunda atın içinden onlarca asker bir anda çıkıp şehri ele geçirir. Karakterler açısından öyle bir kitap. Her taraftan birçok karakter fışkırıyor ve sizi ele geçirmeye çalışıyor. Teslim olmayın! :) İyi okumalar. Not: Bahsettiğim inceleme: #32403330
Herkes Herkesle Dostmuş Gibi
Herkes Herkesle Dostmuş GibiBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20211,813 okunma
··
1.130 görüntüleme
İpek Demirer okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık. Benzetmeleriniz ve anlatımınızla güzel bir inceleme olmuş. Yaptığınız incelik için de teşekkür ederim 😊
Barbaros okurunun profil resmi
Ayşegül Çelik
Ayşegül Çelik
‘i de beğenmiştim. Arada önerin böyle şeyler de okuyalım :)
10 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Öztürks okurunun profil resmi
Muazzam bir yorumdu. Emeğiniz için teşekkürler. 👍
Barbaros okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim, sağ olun. Arada kitapların çağrıştırdığı şeyler üzerine yazıyorum sadece :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.