Gönderi

544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
43 günde okudu
Kazuo Ishiguro, gerçeklerle gerçek üstü olayları harmanlayıp bir rüya gibi anlatır hikâyeyi. Bu yüzden de bu romanın sürrealist bir eser olduğunu söyleyebiliriz. Bazı yorumcular bu eseri Kafkaesk bir bilinçaltı öyküsü olarak da adlandırır. Romanımız, İngiliz bir piyanist olan Mr. Ryder'ın ismi belirtilmeyen küçük bir Avrupa kentine konser vermek için gelmesiyle başlar. Kent sakinlerinin Mr. Ryder'dan beklentileri çok büyüktür. Sanki her sorunu o çözebilecekmiş gibi davranırlar. Okuyucunun da hemen fark edeceği gibi romanın başından itibaren bir terslik vardır. Mr. Ryder yapması gereken görüşmeleri yapamaz, gitmesi gereken yerlere gidemez, saatlerce sürmesi gereken konuşmaları bir çırpıda yapıp bitirir, insanların tuhaf istekleriyle oradan oraya sürüklenip durur. Sanki kötü bir rüyanın içinde sıkışıp kalmış gibi... Mr. Ryder yeteneğinden ve bu kente geliş amacından başka hiçbir şeyi hatırlamamaktadır. Daha önce bu kente gelmediğini söyler ama sonrasında romanı okudukça çocukluk arkadaşlarıyla, eşi Sophie ve oğlu Boris ile karşılaşırız ve kendisi de onları yavaş yavaş hatırlar. Ayrıca piyanistimiz yanında bulunmadığı insanların konuşmalarını, duygularını ve düşüncelerini de aktarır bize. Bu yüzden de yazarımız first person omniscient point of view kullanmış diyebiliriz. Evet, bu romanın oldukça sıradışı bir eser olduğu söylenebilir; ama burada okuduklarımız gerçek hayatta karşılaştığımız olaylara az da olsa benziyor diye düşünüyorum. Bizler de çoğu zaman çevremizdeki insanlar yüzünden gerçek amacımızdan sapabiliyoruz, yapmak istediklerimizi yapamıyor sürekli erteliyoruz. Hiçbir zaman kendi halimizde yaşayamıyoruz, sürekli birileri tarafından oradan oraya sürüklenip duruyoruz.
Avunamayanlar
AvunamayanlarKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 2019406 okunma
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.