17. yüzyılda, hor görülen , 13 yaşında, kimsesiz bir çocuk vardı. Dul bir kadın bu yavrunun çıplak ayaklarına, kocasından kalan bir çift ayakkabıyı giydirip gönderdi.
Zaman geçti, o çocuk Enderun Mektebi'ne kaydedildi. Kısa zamanda yükseldi ve kaptan-ı derya oldu. Fakat, çıplak ayaklarını giydiren o kadını unutmadı.
Bir gün ihtiyar kadına bir mektupla beraber bir torba geldi. Yaşlı kadın torbayı açıp baktı ki, ne görsün: O çocuğa giydirdiği , kocasından hatıra kalan ayakkabılar; fakat içleri altın dolu. Mektupta ise şunlar yazılı:
"Anneciğim!
Bir kış günü donmuş olan çıplak ayaklarına bu ayakkabıları giydirdiğin o kimsesiz çocuk, seni ölünceye kadar unutmayacaktır. "