“Bu kitabı er ya da geç mutlaka yazacağını biliyordun. Denebilir ki, bilmenin de ötesinde, bir uğursuzluğu önsemek, tedirgin edici bir kaçınılmazlığın bilincinde olmak gibi bir şeydi bu. Onu hem özlüyor hem de ondan bucak bucak kaçıyordun. Ancak bütün ürkütücü şeyler gibi, o da ağır ağır kendisine çekiyordu seni. Bu şeytansı çekiciliğin ayartıcılığına uzun süre karşı koyamayacağının sen de ayırdındaydın.” Bu şekilde başlıyor eser. Kışkırtıyor okuyucuyu bir nevi. Ya da ben öyle hissediyorum. Hayata veda ettiğinde sadece 49 yaşında idi. Beyin tümörüne yenik düştü. Edebiyatın efsane ismidir Ali Teoman. ‘’Okunmaya değecek her metinde bir parça ironi vardır.’’ diyen bir yazardır, Ali Teoman. Uzun zamandır okuduğum en sağlam kalemlerden biri. Oldukça etkiliyor beni her cümlesi. Eşikte eserini anlatmak gerçekten çok zor. Felsefe ile karışık bir eser. Felsefeye de hâkim olmak gerekiyor okurken. ‘’Öyle ya: Apaçık ortada olan, dikkat çekmez. Gizlenmeye çalışılan, kuşku ve merak uyandırır oysa.’’ diyor mesela. Ali Teoman’ı anlatmak ciddi bir deneyim ve birikim istiyor bence. Ne desem eksik kalacak hakkında. Keşke tanışma imkânım olsaydı kendisi ile. Soracak o kadar çok soru birikiyor ki her eserini okuduktan sonra. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan 153 sayfalık bir roman. Etkisi ise tartışılmaz derece sağlam. Mütevazi olmaya gerek yok zira. Yazımından 18 sene sonra basılmış bir eser, Eşikte. Kalanların romanı aslında Eşikte. Öykü havasında bir roman. Zaman, mekân, karakter birliği aramayın asla çünkü yok son ana kadar. Geç kalmadan tanışın Ali Teoman ile. Devamında isteseniz de vazgeçemeyeceksiniz. Herkese mutlu bayramlar ve keyifli okumalar edebiyat sever güzel insanlar.

EşikteAli Teoman · Yapı Kredi Yayınları · 201475 okunma

·

71 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.