Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yazmak için yazılmadı, kendim için yazıldı.
“Hayatta bazı yaralar vardır, ruhu inzivadayken cüzzam gibi yavaş yavaş kemirir. Bu acıları kimseye anlatamazsın. Çünkü insanlar, genelde inanılması zor olan bu tür acıları seyrek ve tuhaf olaylar olarak görmeye alışkındır. Şayet birileri bu durumdan bahseder veya bu acılar üzerine yazarsa, insanlar, yaygın inançlar ve kendi inandıkları şeyler
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Ayrıntı Yayınları · 201628,2bin okunma
··
154 görüntüleme
Gülcan Coşkun okurunun profil resmi
Bir cenazeyi önünüzden geçerken görene kadar , ölüm sıradan ... ☺️💐
Taha Tuğyan okurunun profil resmi
Kişiden kişiye göre, ölüm kavramı değişkenlik göstermektedir. Yadsınamaz bir gerçek varsa oda şudur: Sadık Hidayet için ölüm sıradan bir hadisedir. Bkz: Sadık Hidayet'in ölümü:insanokur.org/sadik-hidayet-v...
3 sonraki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
Dünya ne çektiyse bu Frankofonlardan çekti derim bazen kızıma. O da öyle ya, ondan. Sadık Hidayet de öyleydi evet. Pelin Buzluk'un Deli Bal'ında kahraman Fransa'ya gider. Kesik El'de izini sürer Sadık Hidayet'in. Ve nedense Sadık Hidayet aklıma her gelişinde Peyami Safa eşlik eder ona. İhtiyarlık galiba. “Belli bir bölümden sonra kitap, ölüm üzerine şekilleniyor ve ölüm artık sıradanlaşıyor.” Bu tespitinle çok güzel bir yere parmak basmışsın değerli Taha. Aklıma geldiği kadarıyla, Stefan Zweig, Nilgün Marmara, Sylvia Plath yaşarken tam da tespit ettiğin yerde geziniyorlardı. Çok acı çekiyorlardı. Sanki hayat onlara acı veriyordu. Ve, acıdan o kadar bıkmışlardı ki, acının olmadığı bir yere gitmek istiyorlardı. Son verdiler hayatlarına. Doyurucu incelemen için teşekkür ederim. Kalemine sağlık.
Taha Tuğyan okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum efendim. Sizin kadar olmasa da, bir şeyler yazdım zannımca. Velhasılıkelam evvela kendimi doyurmak istedim yazarak.
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Metin T. okurunun profil resmi
Sürrealist kurmaca örnekleri çok azdır edebiyatta. Kalemin alanını daraltır. Dolayısıyla zordur. Sen, Gerçeküstü-Sürreal olarak nitelendirmişsin metni. Ben de incelememde aynı noktaya geldim aslında. Ama hala kafam karışık. Acaba diyorum, nereye oturtmalıyım? Sürreal-gerçeküstü bir metin mi, izlenimci-empresyonist bir metin mi? Her ne kadar kafam karışık da olsa, sürreal daha baskın. Kafkaesk havasından belki de. Bu hamur daha çok su kaldırır.
Taha Tuğyan okurunun profil resmi
Sürreal bana göre de daha baskın. Çünkü belli bir kalıba sığmadığını ve eserin özgür olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Kafkaesk havasını sık sık sezmek mümkün.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.