İncelemenizi inceledim,okudum. Düşüncelerinize katılmıyorum. Dücane hoca, sözlü kültürden yazılı kültüre geçişi ele aldığı kitabı olan "Anlamın Tarihi" kitabında da Kur'an'ın manasından çıkarılan anlama/anlamlara değiniyor ve gayet mantıklı açıklamalar yapıyor.
Arapça bilen için durum farklıysa da, Arapça bilmeyen biri, farklı kaynaklardan aynı ayetin mealini tefsirini okuduğu vakit, kafası karisabiliyor. Çünkü Arapça dilinde bir kelimenin on farklı anlamı olabiliyor. Ancak cümle içinde kullanılırsa, bu fark dörde beşe inebiliyor. Ve bunu Türkçe ye veya başka bir dile çeviren çevirmeni düşünün, çevirisini yaptığı eser sıradan bir eser diil ve son derece hassasiyet isteyen bir uğraş.
Durum böyle olunca en sağlıklı olanı, orijinal dilidir. Diyor Dücane...
Çok şey istemiyor aslında bizden; müslüman, kendisine gelmiş kutsal mesajlar için yeni bir dil öğrenmiş, çok mu?
Cemil Meriç, sırf Viktor Hugo nun Sefiller ini okuyabilmek için Fransızca öğrendi ve bunun için günlerce okula bile gitmedi...
Velhasıl gerçek bir müslüman, düşünmeli, okumalı, sorgulamalı, yeni dil/diller öğrenmeli.
Ufku geniş, aklını kullanan olmalı...