“Toplantıya kadın öğretmenleri de çağırmışsınız. Peki, onları ne diye erkeklerden ayrı oturttunuz? Kendinize mi güveniniz yok, yoksa bu hanımların namusundan mı şüphe ediyorsunuz? Bir daha kadınların ayrı tutulduğunu duymayayım.” Hocaların eli ayağı kesilmiş, dilleri tutulmuştu. Ağızlarını açmadan kendilerini kapıdan dışarı attılar.
Altın Kitaplar
··
21 görüntüleme
Bunun neredeyse aynısını, yanılmıyorsam Rahmetli Özakman'ın, "Şu Çılgın Türkler" adlı eserinde okumuştum. Sonra hiç unutamam, orada bir toplantıda gene kadınlarımız ilk kez kabukları kırıp, yüzlerinde olan peçeyi açmışlardı. O kadar güzel bir dille anlatmıştı ki hocam, ne kadar etkilendim anlatamam. Zaten süreci okuyarak ilerliyorsunuz ve o edebi kalemin tam da sizi etkileyeceği yerde bu hadise anlatılıyor. Duygulanmamak ne mümkün!
O zamanları düşünürsek Atatürk 'ün gerekli ortamları kurup yeri geldiğinde de bunu uygulamaya sokması çok kolay olmamış. Ama yapabilmiş mi yapmış. :)
O olmasaydı Türkiye'deki kadınlar hâlâ ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeye devam edecekti. Bunun bilincinde olmayanları Arabistan'da yaşamaya davet ediyorum. Orada köle olmaya devam edebilirler.
Çağının çok daha ilerisinde bir lider 👏
Bu yorum görüntülenemiyor
Puu yazıklar olsun o hocalara
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.