Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1035 syf.
10/10 puan verdi
·
68 günde okudu
Dmitriy Nabokov'un incelemesi...
Kitabın başında İncil'den bir alıntı: "İçim nefretle dolu, öcümü alacağım." "Tolstoy, düzyazıda Rusların en büyük yazarıdır. Şunu keşfetti Tolstoy: (Hiç kuşkusuz, kendisi de bilemedi keşfini) Yaşamı, çok hoşa gidecek bir biçimde, tastamam, biz insanoğullarının zaman duygusuna denk düşecek biçimde canlandırmanın yöntemini... Saati sayısız okur- larının saatiyle aynı giden, bildiğim tek yazar odur." Vladimir Nabokov'un sonsözünden. Anna... Bu ad bende çok şey ifade ediyor..neden bilmem ama Anna adı tarihte hep mi hayatı mahvolmuş kadınların adı olur? İlk kez
Boleyn Kızı
Boleyn Kızı
kitabında İngiltere kralı VIII Henry'nin ikinci ve idam olunan karısı Anna'yla tanışmıştım... Boleyn kızı Anna yüksek mevki istiyordu, Karenina yalnızca aşk... Daha kaç ANNA'lar var bu hayatta? Tolstoy için ölüm, ruhun doğuşu demektir çünkü. Birincisi, toplumun Anna'yı yargılamaya hakkı yoktu; ikincisi, Anna'nın da intikam dolu sonuyla Vronski'yi ceza- landırmaya hakkı yoktu. Ne oldu da kitabı sevdim?
Vladimir Nabokov
Vladimir Nabokov
değerli incelemesini okuyanadek...okuyup bitirdikten sonra ben hiç dikkat etmemişim kitaptaki ayrıntılara dedim kendi kendime..oysa https://1000kitap.com/yazar/lev-nikolayevic-tolstoy ne büyük bir yazar ne büyük bir insanmış... Tolstoy 1875'ten sonra yıldan yıla artacak bir bunalıma girdi. 1877'de yayımlanan ikinci büyük romanı Anna Karenina bu bunalımın izlerini taşıdığı çok açık. Konuşmamı çok sürdürmeden bu kitap hakkında okuduğum Nabokov'dan en değerli, en güzel incelemeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.. Dünya edebiyatının en çekici kişilerinden biri olan Anna, genç, güzel, özünde iyi; ama gene özünde bahtsız bir kadındır. Çok genç bir kızken iyiliğini düşünen bir teyze tarafından, göz kamaştırıcı bürokratik kariyer sahibi, ilerisi için umut veren bir yüksek memurla evlendirilen Anna, St. Petersburg sosyetesinin en pırıltılı çevrelerinde mutlu bir yaşam sürdürmektedir. Küçük oğlunu deliler gibi sevmekte, yirmi yaş büyük kocasına saygı duymaktadır; canlı, iyimser yaradılışı yaşamın kendisine sunduğu bütün yüzeysel hazlardan tat almasını sağlamaktadır. Bir Moskova yolculuğunda Vronski'yle tanışır ve ona derin bir aşkla bağlanır. Bu aşk, Anna'nın çevresindeki her şeyi değiştirir; baktığı her şeyi farklı bir ışık altında görmeye başlar. St. Petersburg garında Karenin'in onu karşılamaya geldiği o ünlü sahnede kocasının iri ve çirkince kulaklarının büyüklüğünü ve insanın sinirine dokunan kepçe biçimini ansızın fark eder. Bu kulakları eskiden hiç fark etmemiştir, çünkü eleştirel gözle bakmamıştır; Karenin, Anna'nın öylece kabul- lendiği yaşamındaki kabul edilegelmiş şeylerden biridir. Artık her şey değişmiştir. Vronski'ye duyduğu aşk, eski dünyasını ölü bir geze- gendeki ölü bir manzara gibi gösteren bembeyaz bir ışık selidir. Anna yalnızca bir kadın. Kadınlığın parmakla gösterilecek bir örneği değil; dopdolu, yoğun doğasının ahlâki yönü ağır basan bir kadındır da; roman kişisi olarak her şeyiyle anlamlı ve önemli, göz alan bir kişidir ve bu aşkı için de geçerlidir. Kitaptaki başka bir roman kişisin- in, Prenses Betsi'nin yaptığı gibi gizli kapaklı bir gönül serüveniyle kendini sınırlayamaz. Doğrucu ve tutkulu doğası kılık değiştirmeleri, gizli kapaklı işleri reddeder. O, yıkık dökük duvar diplerinden sürünerek birbirinden farksız âşıkların yataklarına yollanan arzu dolu bir kenarın dilberi, düşlerle yaşayan taşralı Emma Bovary değildir. Anna, Vronski'ye bütün yaşamını verir, sevgili küçük oğlundan ayrıl- maya –çocuğu görmemekten duyacağı korkunç acıya karşın– evet der ve önce ülke dışında, İtalya'da, sonra da onun Orta Rusya'daki kır evinde Vronski ile birlikte yaşar. Bu "açık" gönül serüveni ahlâktan nasibini almamış dost çevresinin gözünde ahlâksız olarak damgalan- masına yol açsa da yapar bunu. (Anna'nın, bir bakıma Emma'nın Rodolphe ile kaçma düşünü gerçekleştirdiği söylenebilir. (Kaldı ki kendi çocuğundan ayrılırken Emma'nın içi bile sızlamaz, o küçük hanım için çetrefil ahlâki sorunlar filan söz konusu değildir.) Sonunda Anna ile Vronski kent yaşamına dönerler. Çevresindeki ikiyüzlü toplu- luğu aşk serüveninden çok, toplum kurallarını nasıl açıkça hiçe say- dığını göstererek küplere bindirir Anna. Anna, toplumun öfkesinin sonuçlarına katlanırken, horlanıp züp- pece davranışlarla karşılanırken, hakaret görüp kendisinden "bucak bucak kaçılırken" Vronski, erkek olduğu için –kesinlikle çok derin, yetenekleri olan bir erkek değildir, sadece "gözde" bir erkek diyebiliriz ona– rezaletten etkilenmez; çağrılar alır, şuraya buraya gider, eski dostlarıyla buluşur, lekelenmiş Anna'yla bir saniye bile aynı odada durmayacak güya namuslu kadınlarla tanıştırılır. Anna'yı hâlâ sevmektedir; ama zaman zaman da eğlence ve şıklık dolu kendi dünyasına geri döndüğüne sevinir ve ara sıra bu dünyanın nimetler- inden yararlanmaya da başlar. Anna, yanlış bir değerlendirmeyle, onun önemsiz kaçamaklarını aşkının hararetinde bir düşüş olarak görür. Yalnızca aşkının Vronski'ye artık yetmediği, onu belki de yitirmekte olduğu duygusuna kapılır. Ortalama zekâda, küt bir adam olan Vronski, Anna'nın kıskançlığı karşısında hoşgörüsüz davranır ve böylece Anna'nın kuşkularını doğrular sanki.[228] Tutkusunu çıkmaza sokan bunca çamur balçık içinde dönenen Anna, mayıs ayının bir pazar akşamı kendini bir yük katarının altına atar. Vronski neler yitirdiğini çok geç anlamıştır. Ney- se ki, Osmanlılarla savaş –yıl 1876'dır– rüzgârları esmektedir, bu hem onun hem de Tolstoy'un çok işine gelir ve Vronski bir gönüllü tabur- uyla cepheye yollanır. Bu, belki de romandaki tek karşı çıkılacak nok- tadır; çünkü çok kolaycı, çok hazırcıdır. Görünürde romandan oldukça bağımsız bir çizgide ilerleyen koşut bir öykü de Levin ile Prenses Kiti Şçerbatski'nin sevişmeleri ve evlenmeleridir. Tolstoy'un içine kendini tüm öteki erkek kahraman- larından daha çok kattığı Levin, ahlâki idealleri olan, Vicdan'ın "V"sini büyük yazan bir adamdır. Vicdan ona bir an soluk aldırmaz. Levin, Vronski'den çok farklıdır. Vronski, yalnızca kendi dürtülerini doyur- mak için yaşar. Anna ile tanışmadan önce çevresine ters düşmeyen bir yaşam sürdürmüştür Vronski; âşıkken bile ahlâki ideallerin yerini çevresinin benimsediği genelgeçer ilkeler alabilir ve o bundan rahat- sızlık duymaz. Oysa Levin çevresindeki dünyayı aklıyla kavramakla ve onun içindeki yerini hak etmekle yükümlü olduğunu düşünen bir adamdır. Bu nedenle, Levin'in yaradılışı sürekli bir evrim içindedir, roman boyunca tinsel olarak gelişir, Tolstoy'un o tarihlerde kendi kendisi için geliştirdiği, olgunlaştırdığı dini ideallere doğru yönelir. Bu ana roman kişilerinin çevresinde belli sayıda başkaları dolanır. Anna'nın kaygısız, işe yaramaz erkek kardeşi; kızlık soyadı Şçerbatski olan karısı Doli, iyi yürekli, ciddi, yaşam boyu acılar çekmiş bir kadın, bir anlamda yaşamını kendini yok edercesine çocuklarına ve hayırsız kocasına adadığı için Tolstoy'un ideal kadınlarından biri; sonra Şçer- batskiler, Moskova'nın en köklü aristokrat ailelerinden biri; Vronski'nin annesi ve Petersburg yüksek sosyetesinin üyelerinden oluşan koskoca bir galeri. Petersburg sosyetesi Moskova sosyetesinden çok farklıydı. Moskova yufka yürekli, rahat, gevşek, anaerkil eski kentti, otuz yıl sonra benim dünyaya gözlerimi açtığım Petersburg ise incelmiş, soğuk, biçimci, gözde ve görece yeni başkent. Elbette bir de Karenin'in kendisi; Anna'nın kocası Karenin, soğuk, hak düşkünü, kuramsal erdemi içinde acımasız, devletin sadık hizmetkârı, dostlarının sahte ahlâkçılığını kabullenmeye dünden razı philistine bürokrat, ikiyüzlü bir adam ve bir zorba. Ender olarak iyi bir davranışta, iyi yürekli bir jestte bulunduğu olsa da bunları çok geçmeden unutur ve kariyer kaygıları adına gözden çıkarır. Vronski'nin çocuğunu doğurduktan sonra çok hasta düşen ve ölümünün yakın olduğundan emin olan (ama ölüm henüz gelmeyecek- tir) Anna'nın yatağının başucunda, Karenin Vronski'yi bağışlar ve ger- çek bir Hıristiyan'a yakışacak bir tevazu ve yüce gönüllülükle onun elini sıkar. Daha sonra, insanın içini ürperten, eski, sevimsiz kimliğine geri dönecektir; ama o an sahneyi aydınlatan ölümün yakınlığıdır ve Anna bilinçaltında Vronski'yi sevdiği kadar onu da sever; her ikisinin de adları Aleksey'dir, her ikisi de ona âşık erkekler olarak Anna'nın rüyalarını paylaşmışlardır. Ama bu içtenlik ve iyi yüreklilik uzun sürmez ve Karenin boşanma girişiminde bulunup da –onu pek etkile- meyecek; ama Anna için çok önemli olan bir girişim– bunu yaparken birtakım tatsız engellerle karşılaşacağını görünce vazgeçiverir ve Anna için ne gibi sonuçlar doğuracağına aldırmadan bir daha denemeyi kesinlikle reddeder. Dahası, kendi hak düşkünlüğünden doyum sağlamayı bile becerir. Tolstoy, Anna'nın kırmızı çantasını birinci bölümün XXVIII. parçasında ortaya çıkarır. Bu çanta "oyuncak gibi" ya da "minicik" olarak tanımlanır; ama büyüyecektir. Anna, Petersburg'a gitmek üzere Doli'nin Moskova'daki evinden çıkarken birden nedeni belirsiz bir gözyaşı seline kapılacak, al basmış yüzünü içine bir gecelik başlığı ve keten mendiller koyduğu bu küçük çantanın üzerine eğilecektir. Tren- in kompartımanına yerleştiğinde küçük bir yastık, İngilizce bir roman ve bunun sayfalarını açmak için bir kâğıt keseceği çıkarmak üzere kırmızı çantayı bir kere daha açacaktır; bundan sonra kırmızı çanta yanında uyuklayan hizmetçinin ellerine emanet edilir. Dört buçuk yıl sonra (1876 Mayıs'ı) yaşamına son verdiğinde silkip attığı son eşya da bu çanta olacaktır. Kendini trenin altına atarken bileğinden çıkarmaya çalıştığı bu çanta onu kısacık bir an oyalar. Şimdi gelelim teknik açıdan kadının düşüşü olarak adlandırılan olaya. Ahlâki açıdan bakıldığında, bu sahne Flaubert'den, Emma'nın coşku sarhoşluğundan, Rodolphe'ın Yonville yakınlarındaki küçük, güneşli çam korusunda içtiği purodan çok, çok uzaklardadır. Bu parça boyunca zinayı kanlı bir cinayetle eş tutan ahlâki bir karşılaştırma sürdürülür; ahlâki bir imge olarak Anna'nın bedeni sevgilisi tarafından, günahı tarafından ayaklar altında ezilir, parça parça edilir. Anna ezici bir gücün kurbanıdır:
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · İletişim Yayınları · 201739bin okunma
··
518 görüntüleme
Kaan okurunun profil resmi
Kitabı şu an okuyan biri olarak incelemenizin hemen başında can alıcı bir spoiler yemiş bulundum. Bu nedenle kitabı okumayan ve kitap hakkında henüz spoiler yememiş olanlara tavsiyem incelemeyi okumasinlar. Sonra, 'incelemenizin' sanırım sadece spoiler da verdiğiniz kısmı size ait, çünkü 'incelemenizin' büyük bir kısmı sizin kitap hakkındaki fikirleriniz değil, Nabokov'un kitap hakkındaki incelemesi sizin de belirttiginiz gibi. Bu incelemesinden dolayi sayın Nabokov'a teşekkür ederim bu nedenle.
Shirin okurunun profil resmi
Okunması önemli bir klassik demek..
Poppyl⠀ོ okurunun profil resmi
İlk başlarda çok zorlandım itiraf etmeliyim..ama Nabokovun incelemesini okuduktan sonra kendimi böyle bir klassiği okuduğum için şanslı hissettim..
Ulinkaa okurunun profil resmi
Bence bu kitap için yapılan en doğru inceleme. Daha yeni bitirdim sayılır kitabı...Nabokovun incelemesini okuyunca daha güzel anlıyor insan..
Shirin okurunun profil resmi
Ben de okumayı düşünüyorum ama sayfası çok geldi gözüm korkuyor resmen)
Ulinkaa
Ulinkaa
Mir'at-ı Cünun okurunun profil resmi
Bu kitaptan sonra
Madam Bovary
Madam Bovary
okumani da tavsiye ederim. Bence edebi dil olarak bundan daha etkili fakat ikisininde yansıtmaya çalıştığı toplumsal gerçekçilik açısından bu eserden biraz geride gördüm. Ama bir gerçek var ikisi de mükemmel bir eser.
Poppyl⠀ོ okurunun profil resmi
Anna Karenina'dan sonra biraz nefes almak istedim doğrusu..ard arda klassik okuyunca insan sıkılıyor..okumayı düşnyorum o kitabı da..inşAllah kısmet olur bir gün..
1 sonraki yanıtı göster
Phospholytte okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme gibi duruyor paylaşayım da boş vaktimde okurum inşallh
Poppyl⠀ོ okurunun profil resmi
Ulinkaa
Ulinkaa
teşekkür ederim..bir kitapta inceleme bölümü benimçin çok önemlidir..her kesin yararlanması için paylaştım.
Poppyl⠀ོ okurunun profil resmi
Shirin
Shirin
Evet sayfa çok..dikkat ettiyseniz okurların çoğu 1 ay 2 ay erzinde okumuşlar..kendi adıma söyleyeyim 1 hafta arayla okuduğum da oldu..ama sonlara yakın elinden düşüremiyorsun.
Köksal ER okurunun profil resmi
Yav intihar yazmışşın okumadık kitabı yakışmadı
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.