HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLMASA DA , HİÇ DEĞİLSE BİR ŞEYLER BİRAZ GÜZEL OLSUN !"YÜREĞİNİ KOLLA ÖLMEDEN ÇÜRÜYORSUN"
Sadık Hidayetin okuduğum 4. kitabı , özletiyor kendini bu adam , kasvetler ülkesinin yitik kralı..
9 kısa öykü. Kitaba ismini veren Diri Gömülen , intiharının ayak sesleri. Yalnızlık , boşluk , boşunalık , anlamsızlık.. Ölmeden ölmüş gibi , ölmüş de gömülmüş gibi , kendi varlığını dışardan seyreden bir deli. "Bir delinin notlarından" diye başlıyor öykü. Ve devam ediyor , "Soluğum kesiliyor , gözlerimden yaş akıyor , ağzım acı mı acı , başım dönüyor , yüreğim sıkışık , bedenim yorgun , ezik ve gevşek."
Ölmedim diyor , ölemedim diyor , ölmeliydim diyor , yaşıyor muyum ki diyor. İşte bunlar hep kimsesizlik , işte bunlar hep sevgisizlik , işte bunlar hep yalnızlık..
Yazarlar tarihini ele alsak baştan sonra , intihar eden yazarlar çok büyük bir yer tutuyor.
"Mezarda yaşayan bir ölüyüm , bir hortlağım."
Kendini ikiye bölüyor. Kendi akıbetini yazıyor. Okurlara da acı bir selam yolluyor.
"Hiçbir şeye değer vermiyorum. Dünya ve içindekilere gülüyorum. Hakkımda ne denli zor hüküm yürütmüş olsalar da , önceden kendimi daha çok yargıladığımı bilmezler. Onlara daha çok güldüğümü , kendimden ve bu saçmalıkları okuyanların tümünden usandığımı bilmezler."
"Bu notlar bir tomar kağıtla birlikte onun masasının gözündeydi. Fakat o yatağa düşmüş ve nefes almayı unutmuştu"
Paris , 1 Mart 1929
Diğer öyküler de bu kadar olmasa da dertli..
Son öykü ise masal kıvamında ,"Hayat Suyu" isimli. Burada bir babanın 3 oğlu anlatılıyor. Kadim anlatılara , Yakup-Yusuf peygamberler kıssasına göndermeler de var. 3 oğlun 1 tanesi doğru yolda iken , diğer 2 oğul hırslarına yenik düşüyor. Paraya ve mevkiye tamah etmenin , kazandım derken kaybetmenin hikayesi. Tarih tekerrürden ibaret.. Bir alıntıyla noktalayalım ,
"Hüseyni'ye o kadar dalkavukluk ettiler ki , dalkavuklar , şairler , soytarılar , onun etrafını sardı. Hüseyni'yi o denli Tanrının gölgesi ve yeryüzünün Tanrısı gibi gösterdiler ki , Hüseyni de buna aldandı. Göbeği katmer katmer şişti. Kendini bir şey zannedip , gurur ve kibre kapıldı. Hiç kimse ona gözünün üstünde kaşın var diyemiyordu. Sonra da vurdu kırdı çoğaldı. Tutuklamalar arttı."