Sabahattin Ali hakkında ne yazılabilir ki? Ne söylenebilir? Neyi tartışılabilir? Neyi eksik olmuş denebilir? İnsan ruhunu, düşüncelerini, eksik yönlerini bu derece betimlemeye tabii tutabilen kim vardır? Okuyucunun ruhuna dokunabilen, onu sarsabilen, düşünce yapısını tamamıyle zıttına döndürebilen kim vardır? Türk Edebiyatı bana göre çok yükseklerdedir ve bu sonsuza dek devam edecektir. Bugün Dostoyevski, Tolstoy neyse Sabahattin Ali ta kendisidir! Bir yazarın amacı kendisini okuyan kişinin duygu ve düşüncelerini derinden sarsmak, yazdığı eserin son sayfasını okuyup kapattıktan sonra göğsüne bastırıp, şöyle bir kişiyi düşündürtmektir! Evet az önce bitirdiğim, kapağı kapattıktan sonra on dakikaya yakın düşündüğüm, kendimi derin hislerin içerisinde bulduğum tek yazardır Sabahattin Ali! Ona ne kadar iyi dilekte bulunsam, suikastı yapanlara lanet okusam azdır ama gerçek en nihayetinde değişmeyecektir. Bu yapıtta yazar bize; Yaptığımız hataları, kötülükleri, eksikliklerimizi, kalp kırmalarımızı sürekli içimizde duran bir şeytana bağladığımızı ama aslında bunun kesinlikle bir bahaden, bir yapmacıktan öteye geçemediğini, her şeyi kendi içimizdeki kötülükle isteyerek yaptığımızı bağırıyor bizlere! Diyorki yapmayın, iyi bir insan olmak varken çeşitli bahanelere sığınarak neden kötülük yaparsınız? Durun düşünün diye ruhumuzu sukunete çağırıyor... Ömer`i, Macide`yi, Bedri`yi, Profesörü, Nihat`ı ve diğer eksik kalmış olan herkesi içimize yerleştirip, ders çıkarmamızı istiyor. Uzun uzadıya yazacak değilim, kesinlikle okunması bizzati yaşanması gerekir. Bu eser anlatılarak karşı tarafa geçirelemez, sayfaların içine dalmak, hissetmek gerekir! VAROL SABAHATTİN ALİ! İYİ Kİ EDEBİYATIMIZDASIN!!!

İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173,6bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mert Ekim