Gönderi

BARUDÎ Ben senin eşkıyanım Barudî, menzilime el ver; Suretimin gölgesi yok, pençelerim zırnık kokuyor. Aşkımın eşkaline uymuyor vurdumduymaz yağmur Gecenin albenisi yok; al beni Barudî, rahleme geri ver! Teninin karanlığına cephane gibi inerken yılan dudaklarım Zehrinle emzir beni, varsın yeni bir çağ başlatmasın İçimde gasbedilen Tanrı ırmakları; sen bana ruhun öğrettiği ilk harfsin Barudî; yüzümdeki denizleri ikiye ayıran asadır bakışlarındaki zifiri şahadet! Beni zulme sen teslim et Barudî, Cesedimdeki sevda viraneleri bir tek sana emanet! Ağzımdaki ölüm kokusu Gövdemdeki cennet kapısı Nefretimdeki kan sızıntısı Sırtımdaki hançerin etten kabzası Seni ayyuka çıkartsın Barudî; öyle bir seviş ki benimle birbirine karışsın genetik şifrelerimiz ve herhangi bir klasik gitarın herhangi bir tınısında Şaha kalksın acıda verdiğimiz firelerimiz! Ben senin hayata karşı işlenmiş bütün suçlarındaki kaza süsünüm Barudî, ifademe el ver; Teslimiyetimin ceremesi yok, kesik bileklerim gül kokuyor. Son şehrimin ikazlarına uymuyor darmadağınık hatıralarım Gecenin terbiyesi yok; al beni Barudî, cehaletime geri ver! Toprağın kafatasıdır gökyüzü; Gökyüzüne sıkılan birkaç mermi gibi Sık beni şaibeli kara parçalarına, Barudî, beni salt kötülüğüme geri ver! 16 ocak 2001
Küçük İskender
Küçük İskender
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.