Abdalı düze indirmek için
ayağına yol sererler, dem
bu demdir, avlarlar düz ovada
abdalı söyletip gülerler hem!
Avınızda güle güle ölesim
gelir: Abdalda sır çoktur
sanıp çarşılarda ararlar, benim
sizden fazla ney/im var!
Yürüdüğüm bulut denizi, ne
toprağım, ne çiftim çubuğum,
mavi bir çiftçiyim varı yoğu
havaya sayılan bir mavi Abdal!
Sürülecek bir boşluğu olanlar
derininden alırlar kelime
tarlasını, bense ovada, düzde
bire hiç veren o abdal...
Çiftçiler içimi döker toprağa
onun cömert sessizliğini toplarlar,
göz döker, bulut toplarım
söz döker, mavi toplarım
Sırdan ayırdılar yolumu, nasıl abdalım?