Gönderi

1890’larda Ernest Renan Sorbonne Üniversitesinde “İslâm ve Bilim" adlı bir konferans verdi. O konferansta İslâmiyet’in bilim düşmanı olduğunu ve Müslümanlığın, bilimle düşünceyle, medeniyetle asla bağdaşmayacağını dile getirdi. İşin ilginç tarafı, nasıl Strauss, Fârâbî’nin felsefesini temel felsefe yapmış ve Fârâbî çalışmalarını desteklemişti Ernest Renan da “İbn Rüşd ve İbn Rüşdcülük” adlı halen aşılamamış olan, çok klasik olan doktora tezinin sahibidir.1850 yılında İbn Rüşd ve İbn Rüşdcülüğü kaleme alan Renan, Batı düşüncesinin en büyük siması olarak İbn Rüşd’ü takdim ediyordu. O kitabında Müslümanlıkla ilgili de, oldukça sevimli açıklamalar yapıyordu: “Bir camiye gittiğim zaman, Müslümanları namaz kılarken gördüğüm zaman, Müslüman olmadığıma çok yanıyorum” diyordu. Ayrıca, İslâm medeniyetinin çok parlak bir medeniyet olduğunu söylüyordu. Fakat 1890’lardaki konferansında Renan bu fikirlerin hepsini inkâr edercesine İslâm’ın ilimle, akılla bağdaşmayan bir din olduğunu çeşitli örnekler vererek kendince belgelendirmeye çalışıyor. Renan’daki bu değişimi anlamak mümkün, çünkü Renan pozitivizme inandığı için kilise tarafından çok tahkir edildi ve deccal olarak ilan edildi. 19. yüzyılda engizisyon çalışmadığı için engizatörler harekete geçemedi. Renan, Hz İsa ile ilgili bir kitabında aşırı tavırlarından dolayı Kilise tarafından aforoz edilmeye yaklaşmıştı. Renan, dine de bilime de kendi bakış açısı içerisinde karşı çıkıyordu. Çünkü ona göre Yahudilerle Müslümanlar tek Tanrı inancını hâkim kılmışlar ve bu tek Tanrı inancı da başka her türlü fikre ve düşünceye kapısını kapatmış hatta onları yok saymıştır. Renan Averroes ve Averroism’deki görüşlerini kitabın 2. ve 3. baskılarında değiştirmedi. Aynen o fikirleri devam etti, ama Sorbonne’da verdiği konferansta bunun aksini savundu. Prof.Dr.Bekir Karlığa
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.