Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hüseyin Azmî Dede Kuşlar bile kaderle uçar. Her şey kaderledir. Kader, takdirin kendisidir. Kitapların da kaderi vardır. Takdirin dışına çıkacak ne var ki, kitaplar çıkabilsin. 9 yaşında postnişîn oldu, 65 yıl irşâd etti
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Mevlevîlik çalışmaları halkasına bir yenisini ekledi: Gelibolu’dan Kahire’ye Bir Ömür, Son Devir Mevlevîlerinden
Hüseyin Azmi Dede
Hüseyin Azmi Dede
İsmail Demirel yazdı. dunyabizim.com/kitap/9-yasinda... İşte Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı hocalarından
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
’un hazırladığı ve İFAV’ın (Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları) bastığı Gelibolu’dan Kahire’ye Bir Ömür, Son Devir Mevlevîlerinden
Hüseyin Azmi Dede
Hüseyin Azmi Dede
adlı eserin de ilginç bir kaderi ve basım hikayesi var. Aramakla bulunmaz, bulanlar arayanlardır
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Hoca, eline nasıl ulaştığını belirtmediği Beyânü’l-Mekâsıd adlı risale dolayısıyla bir makale yazar ve Hüseyin Azmî Dede hakkında kimi bilgiler verir. Aynı makalede Dede'nin Beyânü’l-Mekâsıd ve Nühbetü’l-Âdâb dışındaki eserlerine ulaşamadığını belirtir. Gel zaman git zaman
Mustafa Tahralı
Mustafa Tahralı
Hocayla birlikte yürüttükleri
Ahmed Avni Konuk
Ahmed Avni Konuk
üstadın Mesnevî-i Şerîf Şerhi tamamlanınca hocayla beraber, eserin hazırlanmasında büyük himmetlerinin bulunduğunu söylediği merhum
Selçuk Eraydın
Selçuk Eraydın
Hocanın evine varırlar.
Selçuk Eraydın
Selçuk Eraydın
merhumun ailesine yâd-ı cemîl niyetiyle eserden bir takım hediye ederler. Sohbet esnasında
Selçuk Eraydın
Selçuk Eraydın
Hocanın kerimesi elinde bir çantayla gelir. Çantanın hocaya ait olduğunu ve 1995’te meydana gelen, Hocanın Hakk’a yürümesine sebep olan kazada yanında bulunduğunu, o güne kadar da (2009) hiç açmadıklarını, beraber bakmak istediklerini ifade eder. Çantayı açıp baktıklarında içinden bir yazma mecmua çıkar ki, mecmuada Hüseyin Azmî Dede'nin birçok risalesi vardır. Hocanın refikaları ve kerimeleri mecmuayı yeni bir yâd-ı cemîl vesilesi olması için
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Hocaya teslim ederler. Bu coşkuyu, o vakitler henüz fakülteden ayrılmamış olan
Mahmud Erol Kılıç
Mahmud Erol Kılıç
Hocayla paylaştığında,
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Hocayı bir başka sürpriz beklemektedir. Zira Kılıç Hoca mecmuayı görünce, kendisinde de benzer bir mecmuanın bulunduğunu söyler. Birkaç gün sonra da elinde Hüseyin Azmî Dede'ye ait, müstensihi aynı, farklı bir mecmuayla gelir ki, bu mecmuada
Selçuk Eraydın
Selçuk Eraydın
Hocadan alınan mecmuada olmayan risaleler de vardır. İki mecmuadaki risalelerin toplamı böylece onbire baliğ olur. İş bununla da bitmez. Yine
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Hoca, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi yazmalarını incelerken Dede'nin bir başka risalesine ulaşır. Son olarak da Gülgün Yazıcı vasıtasıyla Dede'nin Mizanü’l-Edyân adlı risalesine ulaşır. Böylece Dede'nin ondört risalesine ulaşmış olur hoca. Ancak Dede'nin risaleleri bunlarla sınırlı değildir. Hoca kitaba yazdığı önsözde, ulaşamadığı beş risalenin ve bir de Divan’ın bulunduğunu belirterek günün birinde hayırlı vesilelerle bu eserlere de ulaşılmasını temenni eder. Hüseyin Azmî Dede kimdir? 1815 yılında Gelibolu’da doğan Hüseyin Azmî Dede, babası Ali İzzet Dede’nin vefatından sonra 1824’te henüz dokuz yaşındayken Gelibolu Mevlevîhanesi şeyhliğine tayin edilmiş ve 41 yıl bu makamda irşadda bulunmuştur. Yaşadığı devirde Sultan II. Mahmud ve Sultan Abdülmecid Gelibolu’ya geldiklerinde mevlevîhaneyi ve Dede'yi de ziyaret etmişler. Mevlevî kültüründe çok önemli mevki işgal eden, şiir ve musikıde de behresi olan Dede, aynı zamanda Hammamizade İsmail Dede Efendi'nin de talebesidir. 1865’te yerine oğlu Ali Efendi'yi vekil bırakıp Mısır üzerinden hacca giden Dede, hac dönüşü Mısır’a uğramış ve Kahire Mevlevîhanesi'nde postnişin olmuşur. Kahire’de de 24 yıl irşad postunda oturan Dede, 78 yıllık hayatında 65 yıl irşad vazifesini üstlenmiş ve 1893 yılında dar-ı bekaya uruc eylemiştir. Mevlevîliğin hem adâb ve erkân hem de irşad esasları noktasında kendinden sonraki zamanlara intikalini sağlamış sufilerden olan Dede hakkındaki bilgiler, Galata Mevlevîhanesi'nin son şeyhi olan oğlu Ahmed Celaleddin Dede'nin yazdığı manzum ve mensur hal tercümelerinden alınmış. Biri Gelibolu diğeri de Kahire olmak üzere iki farklı coğrafyada postnişinlik yapıp irşad faaliyeti yürüten Dede'nin çabaları, açıkçası son dönem Mevlevîlik tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Velûd bir sûfi-müellif Kitapta toplam onbir risale var. Bu risaleler sırasıyla şu adları taşıyor: Temyîzü’l-Emreyn, İşrâbü’l-Merâm, Mir’âtü’l-Hakāyık, Tatbîk, Beyânü’l-Makāsıd, Nuhbetü’l-Âdâb, Miftâhü’l-Kulûb, Âdâb-ı Ef’âliyye, Te’vîlât-ı Mühimme, Mühimmü’l-Beyân, Mîzânü’l-Edyân. Fakat Dede'nin telif ettiği risaleler bunlarla sınırlı değil. Bu risalelerden kimisine kayıtlarda yer almasına rağmen henüz ulaşılamamış, bir kaçını da Arpaguş Hoca, bağlamları ve muhteviyatları münasebetiyle kitaba dahil etmemiş. Bütün bunlar bize Hüseyin Azmî Dede’nin velûd bir sûfi-müellif olduğunu gösteriyor ki, hakkında Ahmed Celaleddin Dede şunları söylemiştir: “Koydu hayrette serteser dehri/ Eyledi hak budur latîf ü zarîf/ Pür me‘ânî risâleler te’lîf/ Müşkilât-ı mesâili açtı/ Safha-i kâinâta dürr saçtı” Kanaatimizce kitabın en önemli özelliği,
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Hocanın risaleleri sadeleştirme yoluna gitmemesidir. Zira sadeleştirme, metnin anlam zenginliğini yok ediyor ve ifade kuvvetini de zayıflatıyor. Bugünün diline gel/e/meyecek ifadeleri söyleyebilmek için maalesef yanlış anlamalara kapı aralayacak kelimeler, nevzuhur, kendinden menkul terimler kullanmak zorunda kalıyor araştırmacı yazarlar. İşte böylesi birçok yanlışın önüne geçmiş oluyor
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Hoca. Bu tavrın
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Hocanın akademik tavrı olduğunu söylemeliyiz. Zira kendisinin daha önceki gerek makale gerek kitaplık çaptaki çalışmalarında aynı usulü takip ettiğini görmüştük. Örneğin
İsmail Rusuhi Ankaravi
İsmail Rusuhi Ankaravi
’ye ait olan ve Mevlevî yol ve erkanı ile kimi tasavvufu kavramları anlattığı
Minhacü'l- Fukara
Minhacü'l- Fukara
adlı eseri de sadeleştirme yoluna gitmemişti. Aslında bu tavrın tasavvuf çalışmalarındaki Türkiye’deki öncülerinin merhum
Selçuk Eraydın
Selçuk Eraydın
Hoca ile
Mustafa Tahralı
Mustafa Tahralı
Hoca olduğunu belirtmeliyiz. Bu risalelerde de,
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Hocanın aynı yolu tercih ettiğini gördük. “Peki kim okuyacak bu eseri, madem ki metinler sadeleştirilmemiş” diyenlere de, Hocanın cevabı açık: “Ehli okusun.” “Belli bir birikime ve ilmi seviyeye erişmiş olanlar okusun” demiş oluyor. Açıkçası bizim de tasvip ve tercih ettiğimiz bu usulün okuyucunun da seviyesini arttıracağını umuyoruz. Risalelerin içeriği Dedenin risalelerini dört bölümde toplamak mümkün
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Hocanın işaret ettiği üzere. Dede, risalelerin bir kısmında Mevlevî sülukuna dair önemli bilgilere yer vermiş, bazılarında ise tasavvufi, itikadi ve felsefi bazı meselelere değinmiş ve bu meselelerin çözülmesi zor bazı noktalarına açıklık getirmeye çalışmış. Risalelerin bir diğer kısmında ise, yaşadığı dönem içinde meydana gelen kimi siyasi ve sosyal olaylar ile fikir hareketleri üzerine belli bir usul ortaya koyup te’vilin imkanlarından da yararlanarak ihtilafların giderilmesi için çalışmış ve kimi farklı fikirler ortaya koyarak münazaraya dahil olmuş. Son olarak da bazı risalelerinde de gündelik davranışlarda gözetilmesi gereken adab-erkanın şer’î yönlerini ele almış.
Safi Arpaguş
Safi Arpaguş
Hocaya göre, Dede'nin kaleme aldığı risaleler, devrinde dikkatle okunmuş, muhkem bir üslup ve ihatalı bir kelime dağarcığıyla yazılmıştır. Fakülte Vakfı Yayınlarının (İFAV) 298. kitabı olarak Temmuz 2014’te ilk baskısını yapmış eser, açıkçası güzel bir kapak kompozisyonu, düzgün bir mizanpaj/içdüzenle okurların ilgisini bekliyor. Burada hemen şunu da hatırlatalım okurlara: Yayınevi kendi kitaplarına Marmara İlahiyat Fakültesi'nin girişindeki kitap satış yerinde çoğunlukla %40, kimi zamanlarda da %50 indirim uyguluyor. İsmail Demirel, Hüseyin Azmî Dede'nin kayıp risaleleri ve Divan’ı da bulunsun temennisiyle okudu, yazdı
·
135 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.