Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Muhip derdi de başka bir adla çağırmazdı yeğenini. Onu bazen birkaç saat öncesinden eve gönderir, ocaktaki odunları yaktırarak akşam yemeği için ateşin üzerindeki hereninin suyunu kaynattırırdı. Bunu çoğunlukla haşlama kemikli et için yaptırırdı Mirzat Efendi. Adamın canlısı, etin kanlısı derdi de, canın boğazdan geleceğini, sıkı çalışmak için lâzım gelen kuvvetin kemik suyunda haşlanan etten, kemiğin iliğinden elde edileceğini söylenir dururdu. Mirzat Efendi, Muhip diye çağırdığı ve pek zayıf bulduğu yeğenine söyleyebileceği bu lakırdıları pek kayda değer şeylerden sayardı. Bazen de, ah Ferimâh ah! Beni şu feleğin ucuz insanlarıyla bıraktın gittin de ne oldu ha! Bak şu andavala muhtaç bıraktın Mirzatını, derdi.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.