Gönderi

Bismillahirrahmanirrahim: (Esirgeyen ve kayıran Allah'ın adıyla...) "Yoksa siz, Bizim sizi boş yere yarattığımızı ve sonunda döndürülüp Bize gelmeyeceğinizi mi sandınız?” (Müminûn, 115) Tertemiz zâtıma ant olsun ki Seni sana bırakmam. Nûrumdan nûr veririm, lütuf ve keremimle yüceltirim seni Ben. Esirgeyen parmaklarımla okşarım saçlarını, Lütfum seni iyileştirmek için hep hazır bekler. Rıza semâlarımda yüzen binlerce bulutum var. Sen hastayım deyince şifa olurum, rahmet olurum; Yağarım üstüne sağanak sağanak. Ant olsun gündüzün kuşluk vaktine, Ve gecenin çöken karanlığına, Ne kuşluk vaktinin aydınlığında, Ne gecenin koyu karanlığında, Bil ki Rabbin seni hiç terk etmedi. Bir an bile senden yüz çevirmedi. Gel yaklaş bana, gel! Gözlerine yeni bir sürme çekeyim; Çekeyim de gözlerin aydınlansın. Ve sırlarımı görüp anlayasın. Lütfum seni iyileştirmek içindir, Kahrım da yine senin iyiliğin içindir. Sen kahrımdaki hikmeti anlamadın, O yüzden şaşırdın kaldın. Oysa onda senin için binlerce iyilik vardır. Bünyamin uğradığı kahır yüzünden Yusuf'u bulmadı mı? Yusuf, ben kimseyi boş yere incitmem, dedi. Bünyamin işin içyüzünü öğrenince nasıl sevindi. Sen de benim işlerime öyle bak: Bütün yapıp ettiklerimi lütuf gözüyle gör. Ey Benim tutsağım olan can, ey cancağızım! Gece gündüz açık sana kucağım. Seninle baş başa kalıncaya dek hep susacağım. Yeterki sen Benim hakkımda kötü zanna kapılma. Bana güven, Beni sev! Lütfum o kadar çok, keremim öylesine bol ki, Ben yabancıların bile elinden tutmadayım. Yakınlarımdan lütfumu nasıl esirgerim. Temiz gönüllerde yaktığım o ateş, o aşk, Dışarıdan azap gibi görünse de aldanma, İçeride mutluluk ve bitmeyen huzurdur. Hakikatte ruhları aydınlatan o nûrdur. Aşk odüne yanmışı hiçbir ateş yakamaz. İbrahim kıssasını masal mı sandın, yobaz?! Cehdin, aşkın? ümidin kahramanı yiğitler, Ebedî mutluluğu yandılar da buldular. Sevdiler, sevildiler, Allah'a kul oldular. (Mevlânâ, Divan-ı Kebir'den)
Sayfa 7 - tutikitapKitabı okudu
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.