Gönderi

ECİNNİLER ROMANINI OKURKEN
Ancak insan aklın, eşyanın sonlu, sınırlı alanı içinde nereye kadar yürüyebilir? Kafka'nın şu öyküsü hatırlansın: "Öf! dedi fare. Dünya da günden güne daralıyor. Ilkin bir genişti ki, korktum, koştum ileri, uzakta sağlı sollu duvarlar görür görmez dünyalar benim oldu. Ama bu uzun duvarlar da bir çabuk birbirlerine doğru ilerliyor ki, en son odadayım işte; orada, köşede de kapan duruyor, gide gide kısılacağım kapana.' Kedi: 'Sen de öyleyse yönünü değiştir' dedi ve fareyi yedi." Insanoğlunun kendi eliyle inşa ettiği bir dünyadır bu, ama duvarları örüp çatıyı da çatınca birden bire içinde kalıverdiğini görür bu dünyanın. Mevcut şarta boyun eğdiği sürece, bu dünyanın duvarlarını yeniden ve temelinden söküp yıkacak ve kendini tutsaklığından kurtaracak araçlardan yoksun bulunuyor. Var olana razı olmak istemiyor, ancak bir gün, duvarlar kendi dışındaki bir iradenin gücüyle çökecek olsa, altında kalanın kendisi olacağını biliyor. Bu yüzden çabalıyor ama neye yarar? O yüzden kedi ve kapan sarmalında kıstırılmadan önce duvarlardan aşmalı kurtulmalıyız. Kendini bu dünyaya hapseden herkes tutsaktır çünkü. Enginlere taşmayan bir gönüle ve imana sahip olmayan tutsak kalacaktır.
Ecinniler
Ecinniler
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.