Kitabı o kadar hızlı okudum ki, 500 sayfalık bir kitabı rekor zamanda bitirmiş olabilirim. Aslında çok aksiyon olduğundan değildi, sadece kitap beni içerisine aldı ve sürekli okumak istedim. En heyecanlı yerinde biten dizi gibi oldu diyebilirim. Düşmüş Melekler Şehri de tam olarak bu duyguyu verdi. Bu sefer çoğu yeri Simon’ın gözünden okuduk ve bu durum, bir derece Clary’nin düşüncelerinden sıyrılıp tamamen başka insanların da duygularını okumamıza neden oldu. Bu sayede yaşanan bu dünyada Simon’ın düşüncelerini de öğrenmiş oluyoruz.
Spoilersız ayrıntılı incelemesi için; merilands.com/ruhundaki-karan...