Gönderi

.. “ Ama kim BENİM zikrimden yüz çevirirse , ona dar bir geçim vardır .” [ TâHâ , 124 ] Ayeti , “ Beni zikretmeyene Benden ekmek yok !” diye tehdit tonuyla okursak , haksızlık etmiş olmaz mıyız ? Ya da “ RABBİM’i zikredeyim ki bana ev araba versin !” diye karşılıklı bir çıkar ekseninde anlamaya kalkarsak , ayıp etmiş olmaz mıyız ? Ayette “dar geçim”/“sıkıntılı hayat” gibi kelimelerle ifade edilen “mai’şeten danken” kavramı , ahiretsiz bir dünyanın ruhsuzluğunu , ebediyet meyvesi vermeyen bir hayatın tarifsiz daralışını haber veriyor olmalı . “Zikr”den yüz çeviren , ALLAH’sız bir varlık alanı açar (!) kendine , açabilirse ... Her anın sonrasında gelecekte yitireceklerinden/yiteceğinden ötürü bin “korku” bekler , öncesinden ise geçmişte yitirdiklerinden ötürü bin “hüzne” düşer . Yaşadığı biricik an korku ve hüzünle parçalanır . Huzuru dağılır , hiç yaşamamış olur . Aklıyla zevk alamaz , sadece gözleriyle “şimdilik” zevk alır . Kalbine değer lezzetleri alamaz, sadece kalıbına hazlar tattırabilir . Ruhuna nefes aldıracak sonsuz genişliği bir türlü bulamaz , sadece nefsinin sığ ve geçici doyumlarına kalır . Kaldı ki aklı yokluk endişesiyle yaralı bir gözün gördükleri de zevk vermez . Kaldı ki kendince hiçliğe sürüklenen bir kalıp , kalbi kan ağlarken mutlu olamaz . Kaldı ki ruhu daralan nefis , en nefis şeylerden bile zevk alamaz . ALLAH’ı zikrederek yaşanan bir hayat “havfsız ve hüzünsüzdür”
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.