Ben de Enstitulerin kapatılmasının ardından açılan bir kurum olan Öğretmen Lisesi mezunuyum. Teknik olarak öğretmen olmak isteyen insanların gelmesi gereken bir lise gibi görünse de, eğitim bilimleri ile ilgili lise-1'deki ilk dersi hatırlıyorum. Öğretmenimiz, hepimize hangi mesleği istiyorsunuz diye sormuştu. Yaklaşık 30 kişilik sınıftan sadece bir kişi öğretmen olmak istediğini söylemişti ve zannedersem oldu. Geri kalanimiz ise hep başka meslekler ve bence hiç kimse üzerine yeterince düşünüp de şunu şunu olmak istiyorum da dememişti. Çünkü çocukluktan itibaren hem bozuk eğitim sistemi nedeniyle hem de ülkemizin ekonomik, sosyal kemiklesmis, dallanmis budaklanmis sorunları nedeniyle hiç kendi üzerimize düşünme olanağı bulamıyoruz. Kendimizi keşfetme imkanımız ancak is işten geçmişken oluyor. Okullarimizdaki rehberlik öğretmenleri 60-70'li yıllardan kalmış anketleri adet yerini bulsun diye bize doldurturlar, biz öğrenciler okuldan veya dersten kaçmak için psikolojik sorunlarımız var diye onların yanına gider ve nihayetinde alan ve bölüm tercihi için yanlarına gittigimizde yanıt olarak hangi meslekte iş varsa ona gidip minvalinde yanıtlar alirdik. Tabi, onlar da bu konuda iyi niyetliydiler çoğu, çünkü böylesi ekonomik olarak her daim sıkıntılı ve nüfusu çok hızlı artan bir ülkede, bizi düşünerek is bulma olanağı olan mesleğe gidin diyorlardi. Ve aslında onlar da bu bozuk sistemin magdurlaridirlar. Yani soruna teşhis yapan, tedavi etmesi gereken, sorunu nihai çözme merci olanlar yani kısaca herkes bu bozuk düzenin mağduru kişilerdir bir ölçüde. Adeta Paradox yaşanıyor bu konuda. Nasıl işin içinden çıkılır ve düzeltilir bilmiyorum. Daha dün, oldukça muhafazakâr ve cok küçük bir ilçede öğretmenlik yapan bir arkadaşımla sohbet ettim. Kısaca şunları söyledi bölge hakkında:
- Hemen hemen herkes burada bir kadının yönetici olamayacağı konusunda hemfikir.
- Kadınların mümkün mertebe evde kalması gerektiğini düşünüyorlar.
- Eğer zorunlu olmasa çoğu aile kız çocuklarını okutmayacak
- Öğretmenler Odası haremlik selamlık şeklinde.
- Gittiği camilerde ve duyumunu aldığı bu tarz yerlerde halka ilgili kişilerce, kız çocuklarının evde kalması yani onların yerinin ev olduğu doğrultusunda vaazlar verilmekte
- Daha kötüsü birçok öğretmen de bu fikirde
Ne diyeyim ki. Tek kelimeyle YAZIK.