"Üç günlük dünyada, bir gün bile göremeyen insanlar" vardır. Kürk Mantolu Madonna’nın altı çizilesi satırları arasında belki de en önde gelenlerinden birisi Raif Efendi’nin, ““Asıl ‘ben’, otuz beş seneye yaklaşan ömrümde, ancak üç dört ay kadar yaşamış, sonra, benimle alakası olmayan manasız bir hüviyetin derinliklerine gömülüp kalmıştım.” sözleridir. Sabahattin Ali’nin 1940’lı yıllarda neşredip, 1943’te kitaplaştırdığı bir romanıdır Kürk Mantolu Madonna. Aradan geçen yılların sonunda son yıllarda yeniden popüler olan bir roman. Hatta diyebiliriz ki, eskidikçe, yenilenen bir roman; Kürk Mantolu Madonna. Tabii sadece o değil, Ali’nin başta Kuyucaklı Yusuf olmak üzere diğer roman ve hikayeleri de adeta yeniden keşfedildi. Sabahattin Ali, yetenekli bir edebiyatçı, popüler bir şairdi. Onu unutulmaz yapan şeylerden birisi de neredeyse hepsi bestelenen az sayıdaki şiirleridir. Aldırma Gönül’den, Göklerde Kartal Gibiydim’e kadar uzanan bir listeden söz edebiliriz. Ali’nin politik görüşleri başına epeyce dert açmıştı ve en nihayetinde kurtuluşu kaçışta bulmuş, Bulgaristan’a giderken üzerinde çokça konuşulan vahşi bir cinayete kurban gitmişti. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali’nin ömrünün birkaç yılını geçirdiği Almanya günlerinden beslenen bir roman. 1922-23 yıllarında Almanya’da bulunan bir Türk genci olan Raif ile Alman bir genç kadın olan Maria Puder’in, sıradanmış gibi görünen dokunaklı aşklarını anlatıyor. Roman tekniği olarak geriye dönüşler kullanılmış. Özünde bir aşk hikayesi barındırıyor. Elbette sonunu az buçuk tahmin edebileceğimiz dramatik öğeler barındıran bir aşk hikayesi. Kendini okutabilen, etkileyici bir roman Kürk Mantolu Madonna. Dönemi düşünüldüğünde de başarılı bir eser. Bundan 8-10 yıl evvel ilk defa okuduğumda bu romanı genel olarak beğenmiş ancak ilginçtir, 10 üzerinden 7 puan vermişim. Şimdi ise 10/9 olarak düşünüyorum. Aradan geçen zaman hafızamdan pek çok şeyi silmişti. Son dönemde, bazı kitapları tekrar okuma etkinliği yapıyorum. Tabii kendi kendime. Ama iyi ki de yapıyorum. Böylece unuttuğum yahut kıymetini anlayamadığım bazı eserleri adeta yeniden keşfetmiş oldum. Kürk Mantolu Madonna da bunlardan birisi oldu. Ve sonlara doğru yüreğimi burkan bir hikaye oldu. Bence, popülaritesini hak eden, kıymetli bir roman…

Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,1bin okunma

··

22 görüntüleme

Hatice

@Guneeyy ·

26 Ağustos 2019 18:27

Ağlayarak okuduğum nadir kitaplardandır. Bi Oblomov Bi Raif efendi bir de katip Bartleby.. Ağlanır.. Lakin hayat bir tercihler yumağı ve herkes tercih ettiğini yaşıyor ve buna sonsuz saygı duyuyorum bunu öğrenmeli hatta her insan. Raif efendinin kış günü kaç saat yürüdüğünü bilmediği Ulus sokakları ve Gar benim şehrimde ve bir tabloya aşık olunur mu.. Olunur efendim.. Bir sese bir gülüşe bir bakışa bir kelimeye bir yürüyüşe bir duruşa....

Mehmet Y.

@ss55 ·

26 Ağustos 2019 18:37

Ankara kısmı da önemli tabii Şimal Hanım. Belli kısımlarını benim Bir Gün'e benzzettim. Kısa bir süreyi kapsayan aşk, hayaller, suskun delikanlı, kızın ani ölümü... Hüzünlendim okurken...

1 sonraki yanıtı göster

Nilüfer

@demlisekersiz ·

26 Ağustos 2019 15:03

başlık da kallavi olmuş hani :))) az demişsiniz hocam, Raif efendi kendime idol seçtiğim karakterlerden biridir. ondaki tahlil yeteneği, yani hatırladığım kadarıyla benimde yaklaşık bir 10 sene olmuştur okuyalı, beni kendine hayran bırakmıştı. Maria Puder'i hep efsanevi güzellikte bir kadın olarak hayal etmiştim nedense. Popüler olan her şey bende bir iğreti uyandırıyor kitaplarda da geçerli bu durum. Neyse madem 10/9 diyorsunuz, bir ara bende okuyayım en iyisi bayağı resetlemişim beynimi. Klavyenizin tuşları tozlanmasın :)))

Mehmet Y.

@ss55 ·

26 Ağustos 2019 15:55

Bazı kitaplar tekrar okunmayı hak ediyor, tıpkı bazı filmler gibi... Değişen kitap olmadığına göre, biz oluyoruz sanırım. Gelişiyoruz, farklılaşıyoruz. Tekrar okumalısın bence de...

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.