Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

78 syf.
9/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
BİZİ RAHATSIZ ETTİN ALİ ŞERİATİ!
Kimi kitaplar okunur, bir kaç bölümü kalır aklda yada sadece bir kaç cümlesi hitap eder okuyucuya. Kimi kitaplar da vardır ki, içinde bulunduğunuz toplumun portresindeki detaylarını sunar size cümle cümle... Gercekleri o kadar güzel anlatır ki, kendinizi yeni baştan sorgulamaktan başka seçeneğiniz kalmaz. O sorgulamada bazı cümleler duvariniza dank eder, sarsılırsınız. İşte böyle güzel bir eseri okuduktan sonra SUSAMAM dedim ve incelemesini yazmak istedim. Haydi başlayalım.. BİLİNÇ "Bilinç, beni daima dışarıdan ve beni kendisine kurban eden sürekli uğraşlardan kendime çağıran bir şeydir. Beni, ikide bir kendimi görmem için sürekli aynanın karşısına geçirir. Kendi gerçek tasavvuru gözünün önünde olan hiçbir kimse yoktur. Hatta günde üç dört saat aynanın Önünde duran kimseler bile kendilerini bir kere dahi görmemişlerdir! Bilinç yani kendini bilme, felsefe bilgisinden, ilim bilgisinden, teknik bilgisinden ve endüstri bilgisinden daha üstündür." (Syf 26) Evet, bir kimyager, bir biyolog, bir doktor, bir mühendis, bir sosyolog veya bir psikolog olup bu alanda ileri derecede bilgi sahibi olabilirsiniz ancak, bilinç sahibi olmanın bunlarla bir ilgisi yoktur. Zira, bilinç, farkında olmaktır bi şeylerin. Ve farkındalık mevcut değilse sizde, alanınızda ne kadar bilgi sahibi olursanız olun, bu durumda -ozur dileyerek söylüyorum- eşekleştirenlere itaat etmekten kurtulamazsiniz. Bunun bir çok örneğini günümüzde görmek gerçekten mümkün. Ancak, şimdilik geçiyorum bunları, sonra değinmek için. Bilinçli olmak düşünmeyle başlar. Düşünmek ve sorgulamak insanı hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerdir. Descartes: "Düşünüyorum o halde varım." Dediği zaman, biz "düşünmeyen insan, yok hükmündedir." diyerek devamını getirebiliriz. Vardır ama yoktur; madde olarak vardır "bilinç" olarak yoktur. Ve Bilinçli olmayan insanların geleceği eseklesmektir.. Burada ne insanlara ne de eşek Benjamin ;) lere hakaret değil, kasıt, sorgusuz itaattir.. EŞEKLEŞTİRME Pembe Oyuncak Size arz edeyim: Günümüzde tıpkı plastik maddeyi kokulu kapların içine koyup sonra da çöp kovası, şekerlik, çaydanlık, bardak tabağı ve semaver altlığı gibi istedikleri her şeyi hemen kalıba dökmeleri, bir göz bağlamayla üretmeleri ve pazara sürmeleri gibi insan ve nesil icat ediyorlar. Psikolog, sosyal psikoloji uzmanı, tarihçi, sosyolog, antropolog, ekonomist, eğitimci bir araya geliyor, sermaye ve güç de arkalarında: -Proje üretin! (Syf 32) Reklamları izler misiniz? Cevabınız hayır mı? Hayır ise lütfen bı on onbeş dakika izleyin, lütfen. Projelerin bir kısmını orada göreceksiniz; örneğin bir Ezgi Mola düşünün; asla kullanmayacağı bir ruj reklamında oynayan. Yada bir Burak Özçivit düşünün; asla kullanmayacağı bir şampuan reklamında oynayan. Örnekler çok fazla, hepsini sayamam pek tabi ki. Ancak araba lastiği reklamında oynayan mankenlere değinmeden geçmek istemiyorum. Hakikaten kızlar! Kendimize bir soralım: Araba lastiğinin hayatımızdaki ehemmiyeti nedir?! Bunu bı düşünün. Ben devam ediyorum. Evet, bu reklam, bu pazarlama sektörü özgürlüğümüzü elimizden aldı/alıyor. *Koltukların modeli geçti; değiştirelim. *Beyaz eşya renklendi; değiştirelim. *Şunun modası geçmiş, bunun modası geçmiş; değiştirelim;çöpe atalım; yakalim..! Ya bir dur! Ne yapıyorsun sen?! Bu değişimler bitmez sen degismedikce.. Bu "herkes yapmış" lar seni yıpratır . Yapma! Bilinç'li ol. Köle olma! ° ° ° ° Eşekleştirme Dini Eşekleştirme için, kötülükler seni ürkütmesin, olman gereken yerde bulunmadığını anlamanı sağlamasın diye seni sürekli kötülüklere davet etmezler. Davet şeklini senin tipine göre seçerler. Bazen seni güzelliklere de çağırırlar. "Sapık din, benim toplum karşısındaki sorumluluklarınıı iki şekilde köreltir. Birincisi, benim elimden alınan ve mahrum bırakıldığım birtakım ihtiyaçlarım var. Benim insan olmam ve insanî bilinç taşımam sebebiyle onları geri almam gerekir."(syf 46) “Hırsızlık yaptığın, cinayet işlediğin, halkın geleceğini başkalarına sattığın doğru. Ama bunun telafî yolu geri vermek değil ki. Zaten geri verilmez de. Bunun daha basit bir yolu var. Nedir? Şu duayı kıbleye dönerek altı kez oku; artık işin tamamdır. Şu yediğin paradan biraz da bize ver. Artık iş bitmiş, günahların bağışlanmıştır. Yani şefaat, bağışlama ve af! Böyle bir dinin Tanrı’sı bütün kötülüklere ve çirkinliklere göz yumar; günahların, çöldeki kum, göklerdeki yıldız ve denizlerdeki köpük kadar çok dahi olsa bir üflemede yok eder!” O zaman sen “Öyleyse ben niçin sosyal sorumluluk endişesi taşıyorum?” diye sorarsın. (Syf 47) Trajedi değil mi? Bizim trajedimiz..! Müslümanım der, Şehadeti dil ile söyler, hakikatlere şahit olmaktan kacar. Ezan okunur 'ezana saygı' der tv sesini kisar ancak "haydi namaza" çağrısına kulak tıkar namazlarını erteler veya hiç kılmaz. Helal ile haramı karıştırır, "Hangi banka düşük faizli kredi veriyordu?" diye fetva ister. Hani caiz(!) ya düşük faizli kredi! En son devlet erkanında alimler toplanıp "düşük faiz haram değildir" demişlerdi. E onlar dediyse tamamdır. Çünkü onlara bunu söyleten 'Ne derse doğrudur'! Neyse geçelim bunu. Hacca gider, dönüş yolunda başlar günahın gıybetine.Zekât derler, saklanır tatil parasının arkasına. E hani sen müslümandin? "Evet, müslümanim ama... “Dücane nin " Bazı "ama"lar kendinden önceki tüm kelimeleri siler” sözü geldi aklıma... (: Tevvab esmasinin anlamına hakaret edenlere n demeli peki?! Tövbeleri kabul eden ALLAH'a nankörlük edip, kendini kurtarmaktan bile belki aciz olan bir insandan tövbe istemek ?! Gerçekten Müslüman olan, İslam'ı yaşıyorum diyen birisi bunu yapabilir mi? Günde kırk defa إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ (Allah'ım) Kulluğu, doğrudan Sana yapar; yardımı, doğrudan Senden isteriz. " (Fatiha 1/4) diyen biri bunu yapabilir mi? BİLİNÇli ise Hayır..! Kur'an'ı ve Peygamberi kendine rehber edinen bir Müslüman, kendisi ile şah damarı arasına nasıl ki dışardan başka bir madde koyamaz, aynen öyle de kendisine şah damarından daha yakın olan ALLAH ile arasına aracı koyamaz/koymamalı. Ki tersi Şirktir zaten. ° ° ° ° Eşekleştirme Dinsizliği Dinin afyon etkisine değindik kısmen de olsa. Peki ya dinsizlik? Onun da afyon etkisi Yok mu?Var, hem de nasıl.. Aslında baktığımızda insan, en çok "değilim" dediği şeydir."Ben özgürüm, dindar veya dinciler gibi değilim. Hiçbir yere hiçbir şeye bağlı değilim." diyenler aslında en çok bir şeylere bağlı olanlardır. Çünkü farkında olmasalar bile zamanla kendi yaptıkları puta tapan birine dönüşürler. O putun çemberinin dışına çıkmaya korkarlar, aslında puttan değil o çemberin içinde bulunanlardan çekinirler, onlar tarafından eleştirilmekten korkarlar. Sonra da acıkınca oturup bir güzel yerler o putu..sonra tekrar başka put.. sonra başka.. sonra tekrar başka.. Öylece sürer hayatları. ° ° ° ° Bir başka eşekleştirme IRKÇILIK Irkçılık denince ilk Malcolm gelir aklıma; “Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır”der. Bu sözü ne kadar da gerçektir.. Irkçılık yapan insan, hastadır;ruh hastası. Zira, hepimiz İnsanız; aynı bedenin uzuvlarıyiz. Ben böbreğimi kabul etmiyorum, Ben midemi kabul etmiyorum, Ben elimi, kolumu kabul etmiyorum Ben gözlerimi, kulaklarımı kabul etmiyorum diyen birini gördünüz mü hiç? Göremezsiniz çünkü ancak o her bir organıyla vardır; birdir; bütündür.. İşte insan aynen öyle de, tüm insanları kendinden bilip hor görmemeli. Yoksa İngilizler gibi, kendi ırkının dışındaki herkesi aptal görüp en büyük aptallığı yapmış olur. ° ° ° ° Bir Başka Eşekleştirme GEÇMİŞİ KUTSAMA Geçmişle övünmek, sapkinca medet beklemek, cennete vize(!) yapmak, putlastirmak, bunlar eseklesmenin başka bir çeşididir. Dikkatli olun (; ° ° ° ° EŞEKLEŞTİRME METOTLARI “Eşekleştirme metotlarinin birisi doğrudan, diğeri dolaylıdır'. Doğrudan eşekleştirme, zihinleri cehalete veya onları saptırmaya zorlamak yani zihinleri cahilliğe, sapıklığa ve azgınlığa sürüklemektir. Dolaylı eşekleştirme ise zihinleri büyük, acil ve hayatî olan haklardan ayırıp onları süslemek suretiyle küçük, önemsiz ve aciliyeti olmayan haklara yöneltmektir.” (syf 59) Dinin, dinsizliğin, sporun, sanatın, eğitimin, ilmin, kârın, hayrın, şerrin ve her şeyin eşekleştirme aracı olduğunu görüyoruz. Çünkü bunlar, zihni bu acil gerçeklerden habersiz bırakmak, istedikleri kimseleri eşekleştirmek için herkesin tipine göre bir eşekleştirme aracı seçmektedirler. Kimin neye ilgisi varsa onu o işin peşinden yollarlar. Bazıları dua ile ilgilenirler, bazıları sporla uğraşırlar; bazıları din, bazıları sanat, bazıları ilim, Bazıları araştırma, bazıları ahiret, bazıları irfan baziları da Züht ile meşgul olurlar. Sonuç itibariyle herkes bir yere bağlidır. Bir insan olarak beni, sosyal bir kader olarak bizi aldatan şey, işte bu metottur. Başka söze gerek yok herhalde. (: Not: bazı cümleler absürt olmuş. Olabilir (: Bu kitabı kesinlikle okuyun özellikle ergen yaştaki çocuklara okutun, lütfen. Keyifli okumalar
Bilinç ve Eşekleştirme
Bilinç ve EşekleştirmeAli Şeriati · Fecr · 20131,059 okunma
··
151 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Requiem okurunun profil resmi
Eline aklına sağlık çok güzel inceleme olmuş.. ✌✌✌👌👌🐅🐴🐴🐅
нιssι∂εяυη okurunun profil resmi
Çok güzel inceleme olmuş gonca emeğine sağlık 🥀📖👌
GONCA okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim ☺️
Genç Yazar okurunun profil resmi
Ali şeriat akla vurgu yapabilir ama ıtikati iyi degildir. Tam tanimadan tavsiye etmeyin lütfen
GONCA okurunun profil resmi
Ali Şeriati'ye ilk önce ben de önyargı ile yaklaşıyordum. Ancak eserlerini okuyunca anladım ki, önyargı bilmeye maniymiş. Kesinlikle tavsiye ederim (:
Genç Yazar okurunun profil resmi
Ben tavsiye etmiyorum. Onun genel düşüncesi iyi değil. Onun düşüncesi ile hayat bulanlarin hayatini görüyoruz. İkincisi bazi kitaplari var yayınevi düşüncelerin beriyiz deyip kitaplarını basıyor.
GONCA okurunun profil resmi
Katılmayabilirsiniz efenim.. Keyifli okumalar
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.