Gönderi

*Sevmek de ne ola ki!?* Arada bir türk sanat müziği de dinlemek gerek. Türkülerin yeri ayrı tabi. Her iki alan da duygu ve düşüncelerimi tetikleyen etkendir. Sevdiğim bir şarkıda geçiyor: "Sensiz yapamıyorum, bak yine geri geldim" Dün tv haberlerine baktım, "neler dönüyor" merakı ile. Sevgilisini, asansör boşluğuna itip ölümüne neden olan kişi dikkatimi çekti. Eskiden sevip de buluşamayanlar, birlikte ölüme yürüyorlardı. Sevdiğine varamayınca intihar eden bir kızın hikayesini anlatan "arda boyları" adlı balkan türküsünü çoğunuz bilir. Şimdi ise " ya benimsin ya toprağın" modunda bir yaşam tercihi hakim; Her yerde, sevgide, siyasette, aşkta, yolda, bayırda.... "Sensiz yapamıyorum, bak yine geri geldim" diyebileceğimiz bir kişi, değer, duygu ve inanç, fikir kalmadı gibi bir şey. Vurmak, kırmak, öldürmek, ötekileştirmek, nefretten beslenmek genel kabül görmekte. Çıkar ilişkileri her eylem ve tercihin odağı olmuş durumda. İnsanları korkular bir araya getiriyor. Korkular, tüm değerlerimize virüs gibi bulaşıyor. Yarı tanrı haline getirdiğimiz mitolojik kahramanlar, bireysel irademize ipotek koyuyor. Sevmek solda sıfır kalıyor. "Ne derler acaba" sosyal fobisiyle halüsinasyon görüyor, davranış bozukluklarımızı da, politik tercih diye yutturmaya çalışıyoruz. Sevmeyi, sevebilmeyi unuttuk, o da bizi unuttu. Kitap okumayanlar/ okuyamayanlar, hiç olmazsa bolca THM, TSM eserleri dinlesin gardaşım. Avucunuzu kadeh, gözyaşınızı bade, dertlerinizi meze yapın ki, kendimize gelelim. 28.09.2019 Ali Rıza Malkoç #armozdeyis Yazının linki: edebiyatevi.com/yazi/227518_sev...
·
1 görüntüleme
Buket Ay okurunun profil resmi
Sevgilisinden kız mı ayrılmak istemiş te erkek ayrılmak istemeyince asansör boşluğuna atmış? Nasıl olmuş?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.