Cumartesi günleri bu kasabada fırında kızarmış koyun başı yemek bir gelenekti; bir tane baş satın almam için bana üç maravedi veriyordu. Onu pişirdikten sonra gözlerini, dilini, boynunu, beynini yiyor ve çenesindeki etleri de sıyırıyordu. Daha sonra bana tabakta kalan kemikleri veriyor ve, "Al ye, bunlar senin için bir nimettir, doğrusunu söylemek gerekirse popadan daha iyi besleniyorsun,” diyordu.
İçimden şöyle diyordum : Umarım bir gün Tanrı, bana çektiğin acıları sana da çektirir.