Üretimin sürekli dönüştürülmesi, tüm toplumsal ilişkilerin
durmaksızın sarsılması, dinmek bilmeyen belirsizlik ve kaynaşma... Bunlar burjuva çağını öteki tüm devirlerden ayırt ediyor. Tüm yerleşik, donuk ilişkiler, arkalarında sürükledikleri saygıdeğer düşünce ve kanaatler silsilesiyle birlikte süpürülüp atılıyor. Yeni oluşan her şey daha kemikleşemeden miadını dolduruyor. Katı olan her şey buharlaşıp havaya kaynaşıyor, kutsal olan her şey dünyevileşiyor. İnsanlar nihayet
yaşamlarının gerçek koşulları ve diğer insanlarla ilişkileriyle
ciddi olarak yüzleşmeye zorlanıyorlar.