Marie-Antoinette ne kraliyetçilerin övdüğü gibi büyük bir azizeydi ne de Devrim'in ileri sürdüğü gibi bir grue, yani bir fahişeydi; aksine vasat bir karakterdi, aslında sıradan bir kadındı, öyle pek zeki olmayan, pek de çılgın sayılmayan, ne ateş ne buz olan, en ufak bir azim de taşımayan, dünün, bugünün ve yarının ortalama kadını, iblisçe eğilimlerden uzak, kahramanlık iddiası taşımayan ve bu yüzden de ilk bakışta bir trajediye konu olamayacak bir kadın.