Gönderi

HAFIZA ve GERÇEKLER...
- "... Otele giden yol ormanlık bir alandı. Karıncalara da, baykuşlara da, köstebeklere de yer vardı o ağaçlık alanda. Henüz sezon açılmadığı için yoldan araba da geçmiyordu. Elimde içine tişört, diş fırçası, temiz bir çift çorap koyduğum BİM poşeti ile sallanarak yürürken işte otel gözükmüştü. Otel değil sanki saraya benziyordu gördüğüm bina. Yanımda bana refakat eden garsonla otelin beşinci katına çıkarken bir Türk filmi sahnesiyle karşılaşacağımı hiç beklemiyordum. Koltuğun arkasından sadece kafası gözüken adamın biri içeri girmemize rağmen 1-2 saniyede olsa bize dönmeyip pencereden denizi seyretmeye devam etti. Bize doğru döndüğünde ise ilk bakışta anladı sanırım; ne benim bu oteli satın alacak paraya sahip olduğumu, ne de bedava verse bile devasa oteli işletemeyeceğimi. Bir fincan çay ikram ettikten sonra pazarlık bile etmeden garsonuna emir verdi. “Bülent’i otelde bir gezdirin, sonra da kumsala bir insin.” Ama bana Bülent Bey demedi. Ben bütün suçu bana mahcubiyet duygusunu yüzüme geren BİM poşetine attım. “Keşke yanımda o poşeti hiç taşımasaydım” diye söylenerek. Garson bütün oteli gezdirmedi, kumsalı gezerken artık yanımda bile durmaya tenezzül etmedi. Hafıza gerçek olanı hatırlar... Hâlbuki gerçek, bize hiçbir zaman lazım olmadı!.."
··
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.