İnanmışlık üzerine kurulu olan duygular, hayal kırıklığı ile toz bulutu gibi dağıldı.. *** Ve bitti.. :) Bu kitap her ne kadar bir kadının yirmi dört saatinden bahsetmiş olsada bu yirmi dört saatin aslında bir ömür hatırlanacak duygu ve anı topluluğu barındırdığını görüyoruz. Özellikle aşk, pişmanlık, nefret, ölüm ve kurtuluş.. Ölümün acısını tadan bir kadının sadece bir defa gördüğü ama hiç tanımadığı bir erkek uğruna tüm hayatını, onurunu , ailesini, geçmişini hiçe sayıp onunla birlikte olmanın mantıksızlığı içinde kaybolurken "onunla tüm aşağılanmaya katlanırım hatta onun için dilenirim bile " diyebilecek kadar duygularının zirvesine ulaşmışken ve iradesinin kapılarını kapatmışken aynı adamın yıllar sonra intihar haberini aldığında "hiç etkilenmedim, mutlu bile oldum, çünkü onunla yeniden karşılaşma korkum sonsuza dek yok olmuştu artık daha rahat olabilirim" diye düşünecek kadar utanç, pişmanlık, nefret ve hayal kırıklığıyla dolup taşmasını Stefan Zweig gibi usta bir yazardan dinlemek daha büyük bir ders verdi. Erkek olarak bir kadının en ince duygu detayına bile yer verme başarısına laf yok! :) Açıkçası başlarda geçen Henriette adında bir bayanın genç bir adamla ailesini ardında bırakıp kaçması ve yemek masasında bunun tartışması yapılırken olaya her ne kadar tarafsız bakmak istesem de Henriette'i ilk başta hatalı bulanlardanım tabi bu düşüncem Mrs. C'i tanımadan onun yirmi dört saatlik hikayesini dinlemeden önceydi. Bu yüzden bana birçok sonuç ve bakış açısı kattı. Mrs. C'nin tanımadığı bir insana sadece yirmi dört saatlik bir yardımın ardından giderken, o adamın arkasından " gitme, kal" demesini beklemesi duygularının nasıl karmaşıklık içinde kaybolduğunu göstermiş oldu. Bir yanı "senin uzaklaşman lazım " derken, diğer yanı "benim yakınımda olması gerek " gelgitinde irade ve duygu çabası vermesi beni çok etkiledi.. Ama beni en çok etkileyen kısım çaba vermesine rağmen bir insanın çabucak değişmesinin mucize olduğunu, bu değişime inandıktan sonra o kişinin hatalı haline dönmesine bizzat şahit olmanın insanda oluşturduğu hayal kırıklığının berbatlığını daha iyi anlatacak kimseyi tanımıyorum. Özellikle Mrs. C 'nin o adamdan nefret etmesinin ikinci nedeni ise verdiği çabaya ve o güzel duygulara değmeyecek kişiyi kendi gözleri ile görmesi oldu.

Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,3bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Dem