Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
“Tıpkı denizin yüzeyinde dalgalar sürekli kabarırken alt katmanlarda derin bir dinginliğin hakim olması gibi.Dalgalar çarpışırlar,birbirlerine girerler,denge ararlar.Beyaz,yumuşak,oynak bir köpük,dalgaların değişen hatlarını takip eder.Bazen kıyıdan çekilen bir dalga bu köpüklerin izini bırakır kumsalda.Yakınlarda oynayan çocuk köpükten bir avuç almaya geldiğinde şaşırır:Sıktığı avucunda birkaç damla su kalmıştır sadece.Dalganın getirdiğinden daha tuzlu,çok daha acı bir su.Gülme de aynı bu köpük gibi doğar.Toplumsal hayatın dış yüzeyindeki küçük isyanları haber verir.Bu altüst oluşların oynak şeklini anında gözler önüne serer.O da tuzlu bir köpüktür.Köpük gibi ışıldar.Tatmak için bu köpükten bir avuç alan filozof da elinde kalan bu azıcık şeyde bir parça acılık bulacaktır.” Gülmek nedir,neye güleriz,gülünç olduğunu düşündüğümüz karakter nedir? Henri Bergson ‘gülmek’ eyleminin altından girmiş üstünden çıkmış ayrıca toplumsal hayata da değinmiş bireysel olarak ortak güldüğümüz ‘saçma’lara değinmiş diyebilirim. Gülünçlüğün yanında sağduyu,egoizm,rüya gibi birçok soyut kavrama da yer vermiş,açıklamış ve gülmeyle ilişkisini gayet güzel anlatmış. Sorgulamayı seven zihinler için birebir bir kitap.Okudukça güldüğüm şeylerin aslında kitapta da bahsedilen otomatizm,makineleşme kavramlarına ne kadar ilintili olduğunu gördüm ve ufak çaplı bir aydınlama yaşamadım değil. Son olarak Dostoyevski Öteki kitabını andıran, ‘Acaba Bay Golyadkin de rüya mı görüyordu?’ dedirten alıntı ile bitireceğim; “Rüyalarda,aynı kişi olmakla birlikte yine de birbirinden ayrı olan iki kişinin görülmesi durumundaki tuhaf birleşimden bahsediyoruz.Genellikte bunlardan biri uyuyan kişinin kendisidir.Kendisi olmaktan çıkmadığını hisseder, fakat aynı zamanda ‘öteki’ kişidir de.Hem kendisidir.Hem değildir” Keyifli okumalar:)
Gülme
GülmeHenri Bergson · İş Bankası Kültür Yayınları · 2014781 okunma
·
123 görüntüleme
Göksel ONAY okurunun profil resmi
"Toplumsal muhalefetin bir biçimi olarak mizah ve gülme" adlı bir konferansa katılmıştım geçen ay. Bu kitaba ilaveten
Gülmenin Özü
Gülmenin Özü
kitabı da önerilmişti. Ayrıca gülme ve mizah arasındaki ayrıma değinildi. Mizah, daha çok eleştiriye dayanıyor; özellikle siyasi eleştiriye. Gülmenin ise böyle bir işlevi yok. Gülme daha çok, anı yaşamak, günü geçiştirmek gibi içeriklere sahip ya da
Televizyon Öldüren Eğlence
Televizyon Öldüren Eğlence
kitapta geçtiği anlamda bir işleve sahip. Türkiye'den de iki örnek verildi: Gülme'nin örneği "Recep İvedik" iken, Mizah'ın örneği "Zaytung" idi. Dolayısıyla totaliter rejimler gülme'yi değil, mizahı yasaklar diye de bahsedilmişti. Eseri henüz okuyamadığım için net bir şey diyemiyorum tabi ancak eğer eserde böyle (gülme-mizah) ayrımı yapılmamışsa "çeviri mağduru" da olmuş olabilirsiniz. İncelemeniz bu anlamda biraz kuşkulandırdı beni, aynı zamanda eser hakkında daha da meraklandırdı... İncelemeniz güzel olmuş, teşekkürler :)
buse okurunun profil resmi
Kitapta söz ile ifade edilen gülmeden yani eleştirel gülmeden daha çok olay üzerine neye güldüğümüz değiniliyor,yani hangi olaylar döngüsü gülmemize sebep olur gibi.Bu konuda da tiyatro eserlerinden örnek verilmiş.Söz ile gülme içinse daha çok Moliere eserlerinden örnek üzerinden gidilmiş edebi bir eleştiri de katmış ayrıca.’Gülmek’ üzerine okuduğum ilk kitap olduğundan mizah konusu aklıma gelmemişti açıkçası,yapıcı eleştiriniz için teşekkür ederim.Diğer iki kitabı da okuyacağım ama acaba çeviri açısından ‘mizah’ kısmı gözden kaçmış olabilir mi diye düşünmedim de değil,kitabı bir daha okumaya çalışacağım,tekrar teşekkürler 🙏🏻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.