Gönderi

Osmanlı arşivlerinde “Matbaa gâvur icadıdır!..” denilerek, başta şeyhülislâm olmak üzere, din adamları tarafından engellendiği, bu yüzden ülkenin “karanlığa mahkûm” edildiği şeklindeki iddiayı doğrulayan hiçbir belge yoktur. Tam tersine, Şeyhülislam Abdullah Efendi, Müteferrika’nın istediği fetvayı hemen vermiş, ulemadan on bir kişi ilk kitaba takrizler (tanıtım yazıları) yazmışlardır. Ama hiçbiri matbaada kitap basmanın “şeriata aykırı” olduğuna değinmemişlerdir. Hemen sonrasında Yalova’da bir kâğıt fabrikası kurma çalışmaları başlamıştır. (1744) Bizde değil, ama matbaada kitap basma konusunda Avrupa’da bir sürü sıkıntı yaşanmıştır. Meselâ Papa Alexandre VI, 1501 yılında yayınladığı emirnamede kiliseden izin alınmaksızın basılan ruhsatsız kitapların yakılmasını emretmiş, Fransız Kralı II. Henry ise izinsiz kitap basanları idamla tehdit etmiştir. Yine Fransa’da, kitapları elle çoğaltmayı sanat ve geçim vasıtası yapan müstensihler, “sihirbaz” oldukları gerekçesiyle matbaacıları Paris Parlâmentosu’na şikâyet etmişler, işin garibi şu ki, Parlâmento müstensihleri haklı bularak, basılan kitaplara el konulmasına ve basanların zindana atılmasına karar vermiştir. 1476’da Westminister (İngiltere)kentinde ilk matbaayı kuran William Caxton, papazların sert tepkisiyle karşılaşmış, dinsizlikle suçlanmıştır. Westminister başrahibi, matbaa baskısını “Hıristiyanlığın temellerine aykırı” bulduğunu açıklamıştır. Yazıyı “İtalya’da Rönesans Kültürü” isimli bir kitap yazan Jacob Burckhardt’ın bir cümlesiyle bitirelim: “…Eserin muhtevasına duyulan saygıyı mümkün olduğu kadar asaletli süslemelerle ifade etmek zihniyetinin hâkim bulunduğu bir sırada, birdenbire ortaya çıkan basılmış kitaplara karşı başlangıçta gösterilen çekingenlik ve mukavemeti tabiî görmek lâzımdır. Urbino hükümdarı Federigo, basılmış bir kitap sahibi olmaktan utanç duyardı.” Yavuz Bahadıroğlu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.