Gönderi

"Bir gün Kerkük'te, Peyami Safa'nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adında bir romanı elime geçmişti. Romanı bana getiren kişi tir tir titriyordu. Babası pek çok kez emniyet nezarethanesinde gecelemişti. Babası evde kitabı görür görmez; 'Bir kitap yüzünden bizi perişan etme oğlum, parçalayıp yakmaya gönlün el vermiyorsa, bari evden uzaklaştır.' demiş. Arkadaşım babasının bu sözünden sonra kitabı bana getirmişti. Evde, gece yarısına kadar kitabı parçalayıp her bir beş sayfasını ayırdım. Diğer arkadaşların onu okuması için iç çamaşırımın arasında saklayıp götürürdüm. Bu beş sayfalık bölümleri okuyan diğerine verirdi. Böylece bir kitabı okumak belki günler, belki haftalar sürerdi! Bunu nasıl buradaki insanlara anlatırdım ki?! Peyami Safa'nın o romanına, her Türk gencinin hevesle şevkle sarılması gerekirken, o esere yeterince değer verilmediğini ve Beyazıt Meydanı'nda yerlerde sergilenip ucuz fiyata satıldığını görünce kahroldum."
Sayfa 34 - İstanbul'da Bir KerküklüKitabı okudu
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.