%63 (251/398)
·
Puan vermedi
Kitabı daha bitirmedim ama buraya bi not düşmek istiyorum çünkü daha sadece bir çeyreğini okumama rağmen hayran kaldığım kitabın az önce okuduğum 10 sayfası beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Yazara çok öfkeliyim. Ertelemeden yazmak istedim.
Sen ki kendin de depresyondan muzdarip olmuş ve zamanında sıkça intiharı düşünmüş hatta intihardan çok yakın bir arkadaşını kaybetmiş bir insansın, ne diye her istatistiki verinin ardından "her intihar eden kişide muhakkak psikiyatrik bir hastalık vardır" diye vurgularsın? Gerçekten bu söylediğim cümleyi son 10 sayfadır o kadar çok tekrar etti ki ben bu konuyla ilgilenen bir hekimin olaylara geniş bir perspektiften bakabilen biri olmasını beklerdim. Benim ruhsal hastalıklar ve bunlardan muzdarip kişilerle ilgili tüm görüşlerimi baştan şekillendiren ve tüm önyargılarımı yıkan Oliver Sacks'ın 
Karısını Şapka Sanan Adam kitabı olmuştur. Ayrıca 
Michel Foucault 'nun 
Deliliğin Tarihi kitabı da beni müthiş sarsıp bakış açımı değiştirmiştir. Yani diyeceğim o ki, yaşını başını almış bir doktor olarak kendi de çok iyi bilir ki tıpta %100 kesin hiçbir şey yoktur. Durum buyken, daha karaciğer rahatsızlığı olan birini bile tüm laboratuar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleriyle takip edebildiğimiz halde, ona kesin tanı koymakta zorlanırken; yapısı hala tamamen çözülememiş beyin ve sinir sistemiyle ilgili sorunları olan insanları "akıl hastası", "psikiyatrik hasta" diye etiketlemek bu kadar kolay olmamalı. Hele de intihardan hayatını kaybetmiş olup artık kendini anlatma şansı olmayanları.
··
257 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.