Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir politikası ve ekonomisi olmayan eser yoktur. Yahya Kemal'de bu politika eski şiirde bir çeşit saltanat gibi görülür. Yaşadığı güne o kadar bağlı olan, konuşmalarında olsa bile daima bir polemikte yaşayan bu realist zekâ bir tarafıyla kendine ikinci zaman gibi ayırdığı geçmiş zamanda yaşıyordu. Bu ikilik, geçmişe bu dönüş, "zaman perdelerinin" âdeta devamlı şekilde aradan kalkması elbette tek başına bir dil virtüozitesinin yapacağı bir şey olamazdı. Süleyman Nazif'in "Mazi daüssılası" formülüyle kolayca izah edip geçtiği hakikatte büyük bir psikolojik realiteye dayanıyordu. Filhakika "Açık Deniz" ve "Deniz Türküsü"yle ile Hayyam üslûbu rubailerin arasındaki mesafe daha çok derinlerde işleyen zembereklerle izah edilebilir. Vakıa Türk şiiri bu zaman perdelerinin böyle aradan kalkmasından kaybetmedi, belki de kazandı. Biz yaşayan bir zevkin bütün bir maziyi nasıl değiştirdiğini gördük. Zannederim ki Yahya Kemal vakıasını dünya edebiyatında tek yapan şey de budur. Yahya Kemal'in on beş, yirmi gazeli, on on beş rubaisi vardır ki gerçekten de eski şiirin en mükemmel numuneleridir. Bu eserler sade şark şiirinin bizdeki kolunda emsalsiz olmakla kalmazlar, belki Hafız'ın, Hayyam'ın yanı başında, bu edonizmi ve lirizmi ırklarının dehasında bulunanların arasında ona hiç olmazsa eşit yeri verirler. Bu eserin, ayrıca da iki büyük kültürün, garpla şarkın birleşme noktaları olmak gibi bir meziyeti vardır.
Sayfa 159
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.