- "... Hiç kuşku yok ki heyecan, hatta tutku ve neden olmasın? Öfke, içtimâî kızgınlık, siyasî nefret vardır şiirin temelinde. Ama bütün bunlar, bir taşlama ya da bir itiraftaki gibi dile gelmez orada. Nesir yazarı duygularını ortaya döktükçe açıklar, aydınlatır; şairse, tersine, tutkularını şiirine dökse bile, artık onları tanımaz olur: kelimeler bu tutkuları alır, onların özüne girer ve değiştirir onları: skelimeler artık, şair için bile, bu tutkuları ima etmez, anlatmazlar. Heyecan eşyalaşmıştır, şimdi eşyanın donukluğuna, geçirimsizliğine kavuşmuştur artık; heyecan, içine kapatıldığı sözcüklerin iki-anlamlı özelliklerini alıp bulanıklaşmıştır.
Kelime, şey-cümle, şeyler gibi tükenmezleşmiş olarak, kendilerini doğuran duyguyu her yönden aşmaktadır..."