Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Türkçülere göre, Öztürkçeciler daha dilden çıkarılan kelimelerin seçilmesinden başlayarak Türkçeye “zarar” vermeye başlıyorlardı. Türkçeye Arapça ve Farsçadan girmiş olmasına rağmen yüzyıllardır kullanılan ve Türk köylüsünün bile ağzından düşürmediği kelimeleri atıyor, bu kelimelerin yerine de çoğu “uydurma” olan Türkçe kelimeler koyuyorlardı. Ancak, Batılı dillerden Türkçeye giren kelimelere dokunmuyorlardı. Sançar’a göre, demek ki, buradaki amaç dili yabancı kelimelerden temizlemek değil, Türkçedeki doğu kökenli kelimeleri tasfiye etmekti. Türkçüler için Öztürkçecilerin dilden tasfiye ettikleri Türkçeleşmiş kelimelerin yerine dile yerleştirmeye çalıştıkları kelimeler de “sorunluydu.” Meselâ Nejdet Sançar’a göre, “örneğin” kelimesinin aslı Ermenice “ornagın”dı. Öztürkçeciler bu kelimeyi biraz incelterek Türkçeye sokmuşlardı. Süleyman Aksoyalp ise “gerçek” ve “gerçeklik” kelimelerini eleştiriyordu. Ona göre “gerçeklik” kelimesinin karşılığı “hakikat”ti. Halbuki insanlar “gerçeklik” yerine “gerçek” kelimesini kullanmaktaydılar, ki bu kelimenin karşılığı “hakikî”dir. Bu itibarla “memleket gerçekleri” yerine “memleket gerçeklikleri” demek lâzımdır. Çünkü burada söylenmek istenen “memleket hakikatlari”dir, “memleket hakikîleri” değil
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.