Gönderi

127 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Ecel ile Üç Gün Süren Pazarlık
Ecel ile Üç Gün Süren Pazarlık Süleyman Havadar Kitap sayısı:127 Selim farklı mekanlarda geçirdiği üç geceden sonra Van'daki evine varmıştı. Birinci gece, yayla evinde annesiyle hasret gidermiş, ikinci gece babasıyla, ölümle köşe kapmaca oynarcasına terörden kaçmışlardı. Günleri de, bu gecelerden pek farklı olmamıştı. Üçüncü gece, Trabzon'da biraz rahat etmişti. Bekâr odasında; yerde bir kilim, bir yatak ve masa-sandalye vardı. Bavulunu, üzerinde yatağı serili duran somyanın altına itti. Masanın yanındaki tahta sandalyeye oturdu. Duvardaki takvime takıldı gözleri. Her günü bir yaprak olan duvar takvimi Mayıs'ta kalmıştı. Kalktı, takvimin yapraklarını birer birer yırttı. Hiç de öyle takvim yapraklarının yırtıldığı gibi kolay geçmemişti bu günler. Takvimi yirmi beş Ağustos'ta bıraktı. Bin dokuz yüz yetmiş dokuz yılı yaz tatilindeki memleket ziyaretini Selim öğretmen böylece bitirmişti. Ne zor günlerdi Yarabbi!.. Aynaya baktı, gözlerinin önü morarmış, çukura düşmüşler. "Ne kadar da yorgunum!" dedi ve somyaya uzandı. Dinlenmek için uzandığı somyada sadece geçmişi görüyordu. Gelecek çok karamsar. Çok boğuk. Geleceği seçmek, istikbali görmek oldukça güçtü. Olaylar onu hep geçmişin hayaline götürüyordu. İşte öğretmenliğinin kaçıncı yılı da geride kalmıştı. Her geçen yıl huzur ve güven yönüyle geçmişi aratmıştı. Ne olaylar yaşamış ne tecrübeler geçirmişti, Selim. Ama hiç de geleceğe ışık tutacak gibi değildi, olanlar. İstikbal koyu gölgeler içinde, soluk ve boğuk duruyordu. Bütün bu karamsar görüntüler karşısında hayalleri onu daha mutlu olduğu, ilk öğretmenlik yıllarına götürmüştü. Kitap yorumum: Kitapta 80 öncesi yaşanan yoğun Terör krizini anlatıyor. Selim ve ailesinin tek amacı hiç olumsuz bir şeye bulaşmadan o günleri sağlıklı ölmeden atlatabilmek. Selim köy öğretmeni ve aynı zamanda okuyor. Okuyor ama olaylardan dolayı sadece sınavlara katılabiliyor. Otobüste bile gelip giderken, güvenlikleri yok. o hisler saniye saniye anlatılmış. Sonra köy okulunda öğretmenlik yaparken wc bile olmayan köyde, yaşadığı kışın zorlukları anlatılmış. Aynı zamanda yaşadıkları deprem ise üzerine tuz biber olmuş. İnsan öldürmek için sebep aramıyorlar o dönem aslında. Tipin şöyle böyle diyerek bile birden sokakta linç edilen insanlar var. Tipe göre sen şuradansın, buradansın diyenler var. Öyle karışık bir dönem. Ne köyde güvendeler, ne de kentte. Hüzünle okuduğum bir kitap olarak tarihe geçti. Zaten anlatımlar bu kadar üzücü ise yaşadıkları daha üzücü bir dönemin yaşayan yakın tanıklarından birisi yazar anladığım kadarıyla. Gerçek hikayelerin en üzücü yanı ise, kurgu diyerek geçemezsiniz. Güzel barış dolu bir gelecekte hep birlikte yaşamamız dileğimle. DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
80'lere Giden Yolda Ecel ile Üç Gün Süren Pazarlık
80'lere Giden Yolda Ecel ile Üç Gün Süren PazarlıkSüleyman Havadar · Alter Yayıncılık · 20123 okunma
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.