O zaman, bu uyuşukluğun ardından, arkadaşlarımın yüzlerinin ışığı altında çok yüzeyli olarak ışıldamak isterim. Kimliksizliğin güneşsiz alanlarından geçiyordum. Tuhaf bir ülke. Sakinleşme anımda, her şeyi silen tatmin anımda, bu parlak ışık halkasının ötesinde, bu umursamaz öfkenin darbelerinin ötesinde yaşanan gelgitin iç çekişlerini, alınıp verilen soluğu duydum. Müthiş huzur duyduğum bir an yaşadım. Belki de mutluluk budur. Şimdi iğne gibi batan duygulanımlar geri çekiyor beni; merak, açgözlülük (karnım aç) ve kendim olmak için duyduğum karşı konulmaz arzu. Bir şeyler söyleyebileceğim insanları geçiriyorum aklımdan: Louis, Neville, Susan, Jinny ve Rhoda. Onlarla birlikteyken çok yönlüyüm. Onlar beni karanlıktan çekip alıyorlar. Çok şükür bu akşam buluşacağız. Çok şükür, yalnız kalmayacağım.