Halepçe'ye kimyasal silahlar atılmasından birkaç gün sonra,
Kuveyt'te Islam Konferansı Zirvesi toplandı. 42 Müslüman Devlete
mensup devlet ve hükümet başkanları Kuveyt'te toplantı halindeydi.
İslam Konferansı Zirvesi, Filipinlerden Filistin'e, Afganistan'dan
Bulgaristan Türklerine, Sudan'dan Batı Trakya'ya, Kıbrıs
Türklerinin durumundan Moritanya'ya kadar bütün Müslüman
toplumlarıyla ilgili kararlar aldı. Örneğin, Bulgaristan'daki
Müslüman Türklerin isimlerini değiştirdiği için Bulgaristan
hükümeti, Filistinlilere baskı uyguladığı gerekçesiyle Israil
hükümeti, Afganistan'daki varlığından dolayı da Sovyetler Birliği
kınandı. Fakat, Kürtlere karşı kimyasal silah kullanan, beşbinin
üzerinde kadın, çocuk ve yaşlı Kürt insanını katleden, soykırım
yapan Saddam Hüseyin yönetimini eleştirmek hiçbir Müslüman
devlet başkanının veya başbakanının aklına bile gelmedi. Burada
devlet başkanlarından veya başbakanlardan çok İslamcı siyasal
akımların eleştirildiğini bir kez daha belirtmekte yarar vardır.
Sözümüzün önemli bir kısmının da Kürt olan İslamcılara olduğunu
bir kez daha belirtelim. İslamcı akımlar böylesine bir soykırımı
neden görmezden ve duymazdan gelmişlerdir? İslam Konferansı
Zirvesi'ne katılanları, bu konuyla ilgili olarak neden
Eleştirmemişlerdr?