Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
Acı Lokma
Takvimler 1917'yi gösterdiğinde, Manisa Akhisar'da, öğretmen bir baba ile ev kadını bir ananın evladı olarak, savaşların ve yıkımların hat safhada olduğu bir dünyaya gözlerini açar Fahri Erdinç. Henüz iki yaşına bile girmeden, verem illetinden kaybeder anasını. Üvey ana zulmü, hastalıklar, gurbetlik ve yoksulluk çerçevesinde geçirdiği zorlu süreçlerden sonra ilkokul öğretmeni olarak atanmayı başarır. Aynı dönemlerde, sınavla, Ankara Devlet Konservatuvarı'na yerleşir ve Sabahattin Ali' nin öğrencisi olma şerefine nail olur. Sabahattin Ali'nin yönlendirmeleri ile yazmaya yönelir ve şiirler, öyküler anlamında ustası ile ortak paydada buluşurlar. 2 Nisan 1948' de kıymetli öğretmeni, yoldaşı Sabahattin Ali'nin Bulgaristan'a gitme yolunda alçakça katledilmesi derinden yaralar Erdinç'i. Bu yarayı takip eden bir sene içerisinde Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesi ile yargılanır, tutuklanır. Yazılarından ötürü mimlenir. İdeolojik fikirleri nedeniyle toplum ve devlet tarafından sürekli ötekileştirilip, dışlanmaya çalışılan bir isim haline dönüşür. Ve bir süre sonra, ölümü göze alarak, yanında iki arkadaşıyla, Sabahattin Ali'nin yolundan gitmeye, onun yarım bıraktığı işi tamamlamaya, Bulgaristan'a nefes almaya karar verir ve bunu da başarır. O günlerdeki halet-i ruhiyesini şu dizelerle anlatır Fahri Erdinç: "Dosyalı adamım ben, Bir bakanlıkta poliste elçilikte dosyalı, Ben giderim giderim de, Dosyam demir dolaplarda durur, Ama benim gibi adamların dosyası, Kendilerinden önce çürür." Ana vatanında TKP üyesi, azılı komünist damgası yiyen Fahri Erdinç için, Sabahattin Ali'nin katli, Türkiye'deki siyasal ve düşünsel özgürlüğün de katli demekti. Gerek Türkiye’de gerekse Bulgaristan'da, gördüğü duyduğu her temayı kağıtlara döker Erdinç. Ancak ülkemizde hep '' yasaklı'' yazarlar kategorisinde yer aldığı için bir türlü vatandaşına duyuramaz sesini. Son nefesine memleket özlemi çektiğini söyler. Bulgaristan vatandaşlığına ve Bulgar Yazarlar Birliği'ni kabul edilmesine rağmen, bir türlü alışıp uyum sağlayamaz gurbete. Lakin, dönemin şartları bilhassa sanata ve sanatçıya veril(mey)en önem gereği dönemez yurduna... "Artık çabalama yıllarının sonu gelmedi. Birkaç yılım daha orda burda öğretmenlikte, birkaçı da askerlikte geçti. Acı günlerin acı lokmalarını saya saya çabalarken hangi aydan çıkıp hangi yıla girdiğimizi kestiremediğim zamanlar oldu.” Yazar hakkında bunca bilgiye ne gerek var, geç artık kitaba diyenler için hemen bir parantez açıyorum, "Acı Lokma" Fahri Erdinç'in bizzat kendi hayatının 30 yılını bizlere aktardığı, otobiyografik bir eseri. Bir yandan yazar hakkında detaylı bilgilere sahip olurken, diğer yandan da Türkiye' nin 1940'lı 50'li yıllarına uzanıyoruz. Çocukluğunu geçirdiği, Irgatlık ve öğretmenlik yaptığı Anadolu köylerinden tutun da, ilk aşkına, siyasi mücadelelerine ve yazın hayatına girişine kadar geniş bir perspektiften yaşamına tanık oluyoruz. Fahri Erdinç' in, üvey anne dramı ile başlayan hayat bıkkınlığı, öğretmenlik yıllarında, çalıştığı köylerdeki yobaz hocalar ile girdiği çatışmalar ve bu çatışmalar karşısında aldığı yenilgiler ile şahlanmış, öykü ve şiirleri yüzünden maruz kaldığı siyasi baskılar ile de nihayete ermiştir. Türkiye'de bu kitabı basmaya gönüllü bir yayınevi çıkmayınca, ilk baskıyı, Bulgarcaya çevirerek, Sofya'da Narodna Prosteva Yayınevi üstlenir. Ve Acı Lokma'nın ilk baskısının ilk ön sözü, Erdinç'in bir başka ustası Nazım Hikmet' ten gelir ve şöyle noktalar sözlerini Nazım: "Türk dilinin ustaları arasında sayılan Fahri'nin bu kitabını bunca övdümse, güzeli, doğruyu, haklıyı övdüm." Tertemiz, dupduru bir dil ve akıcı bir üslup ile kaleme alınan bu eserin ismini nerden aldığını da, kitaptan bir alıntı ile aktarmak isterim :(Bulgaristan sınırında, Bulgar Yüzbaşı ile Fahri Erdinç'in diyaloğu) : "... Nasıl Türkiye’de durum?" " Nasıl anlatayım bilmem ki..." Birinci' nin boşlukta yumulup açılan eli bir şeyler aradı. Buldu da. Soktu elini cebine. O kara ekmek parçasını çıkardı ve yavaşça yüzbaşının önüne sürerek: "Buyrun" dedi. "Memleketimin ekmeği. Durum da böyle işte. Kara. Katı... Alır mısınız bir lokma?" Yüzbaşı, arkadaşlarına bakınarak ekmeği kavradı. Bir lokma kopardı. Şöyle bir bakıp attı ağzına. Azıcık çiğneyip yuttu. Yemeğin tadına bakam bir aşçı gibi gözlerini kırpıştırdı. Dudaklarını bir iki daha şapırdattı. " Acı "dedi. " Böyle işte, lokmamız acıdır.. " ***Ben toplumcu gerçekçi yazarları ve eserlerini zirvede gören, onlarla doyan bir okur olarak, bu eseri ve yazarı çok beğendim. Okuma yelpazesi benim ile paralel olan tüm dostlara okumalarını öneririm. Bizden bir yazar, içimizden bir hikaye...
Acı Lokma
Acı LokmaFahri Erdinç · Yordam Kitap · 2013127 okunma
··
141 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
Ellerine sağlık. Çok güzel bir inceleme olmuş, zevkle okudum. Özellikle yazarı anlattığın kısım benim için çok önemliydi. Çünkü sayende tanımadığım bir yazarı daha öğrendim. Tanımak isterim, hele de Sabahattin Ali'nin öğrencisi ise mutlaka tanınmalı diye düşünüyorum.
1 önceki yanıtı göster
Seda okurunun profil resmi
Teşekkür ederim @Sultanalp Hoca'm,eminim çok seveceksiniz. Hasan İzzettin Dinamo da aynı kulvarda, kıymetli bir yazardır.Şayet okumadıysanız Savaş ve Açlar kitabını da, eliniz değmişken ekleyiverin :-)
1 sonraki yanıtı göster
AkilliBidik okurunun profil resmi
"Yazar hakkında bunca bilgiye ne gerek var, geç artık kitaba" demedim tabii ki, tam tersine bağlandım kaldım incelemeye. Çok güzel, ellerine sağlık... Fahri Erdinç'i hiç okumadım, eskilerde bir yerlerde duymuştum ama merak salmamıştım hiç. Ne güzel anlatmışsın...
Seda okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Yazara başlamak için en uygun eseri bu imiş...
Adem okurunun profil resmi
Elinize sağlık hocam. Okunması zor olan bir eser oldu benim için. Daha önceden yazarın hikayesine de biraz hakimiyetim olunca.. unutulan bu yazarlarda etkileşim halinde olduğum okurlarla buluşmak ya da birinden diğerine geçen bir okutma eylemine eşlik etmek gerçekten çok değerli.
Seda okurunun profil resmi
Sağ ol
Adem
Adem
Hoca'm. Bu okuma ve okutma eylem yelpazesini ben de çok seviyor ve önemsiyorum.Eksik olmayın.
Neşe okurunun profil resmi
Farkına varamadan akışta gözden kaçıp giden bir güzel inceleme daha. Tuco’nun bu kitaba yazdığı incelemeyi okuyordum ki, etiketlenmiş olduğunu gördüm. Önce sizin incelemenizi okuyayım dedim. İyi ki duyurmuş. Çok etkileyici ve verimli bir tanıtımdı. Eline sağlık Seda öğretmenim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.