Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

185 syf.
9/10 puan verdi
The Last Island
Dünya nereye gidiyor sorusunun cevabını şimdilerde kaç kişi arıyor? Coğrafyanın kader olduğunu hep bir ağızdan haykırır olduk. Bu söz zamanında kimse tarafından bilinmeyen bir denklemken şimdilerde dillere pelesenk olması bir tesadüf sonucu değil. Şimdi bir sanat galerisine girdiğinizi hayal edin, karşınızda sanat olduğuna emin olduğunuz bir tablo var, uzun uzun bakıyor ve sanat olduğuna emin olduğunuz tablodan bir anlam çıkarmaya çalışıyorsunuz. Tablodaki resimden bir şey anlamadınız ancak hala emin olduğunuz bir nokta var ki bu resmin içinde bir sanat olduğu. İşte tam olarak coğrafyamızda dönenler de bu tablo örneğiyle eşdeğer. Ne döndüğünü bilmiyoruz ama bir şeylerin kötü gittiği aşikar. Ee elimizden ne gelir diyeceksiniz Livaneli'nin kitabındaki baş karakter gibi. Gelmez, gelmeyecek! teşebbüssüzlük, hissizlik, nemelazımcılık, dogmatizm saymakla bitmeyecek onca olgu sizi bir sorgu odasından alıp sıcak yatağınıza taşıyabilir. Hindistan'da yaşayan bir devesin ya da atsın. Bir gün hakkında tecrit kararı çıkıyor. Ooo hem de nereye! Medeniyetin beşiği Avustralya. Aklın olsa şaşar, mutluluğuna paha biçemezsin. Ancak bir devesin dilin var su içmek için kafan var taşımak için. Senin de bir ruha sahip olduğunu kimse bilmez. Tecrit başlar ve yıllar yılı Avustralya çöllerinde bir hayat vücut bulur. Sonra cennet vatanda yangınlar başlar. Cennet yerini cehenneme bırakır, ada şaşkın, insanoğlu topyekün yok oluyor sanki. Ee haliyle sen de bundan etkileneceksin, yangınlardan kaçıp bir sığınak aramak istiyorsun, dostların ölüyor, sadece etrafın değil için de yangın yeri! Sonra üzüntünü içindeki yangını dindirmek için cehennemde su aramaya koyuluyorsun, buluyorsun da. Su ki yaşam için en vazgeçilmezi. Kana kana içmek lazım. Bilmiyorsun ki yaşamak için içtiğin su ecelin olacak, kana kana içtiğin su kan olup içinden çıkacak. Zamanla sırtında taşıdığın, yanından geçerken başını okşayan insan silah kuşanıp dikilmiş karşına, önce konduramıyorsun ta ki namluyu sana doğrultana kadar. Sonra ağır bedeninle kaçmak istiyorsun, ancak nereye. İnsanoğlu iyi bir atıcıdır koskoca bedenini ıskalar mi hiç? Hem bu insanlık suçunu bir hayvan olarak nasıl işlersin, nasıl yaşamak için su içersin. Suçlusun, cezan ölüm. Sevimli bir hayvan olsan bir sürü hayvansever tarafından korunurdun, ancak hörgücün ve heybetinle ölmeyi hak etmiyor musun sence de? Hayvanseçerler seni korumak için adım atmadı, vicdanlar bugün de üç maymunu oynadı. Alçaklığın evrensel tarihi Avustralya'da yeniden yazıldı. Atlar ve develerin midesinden arta kalan su ile koca kıta huzur buldu. SON ADA. Değil mi ki yaşamak, soluk almanın ötesinde yüce anlamlar taşır ya da taşımalıdır. Zaman, şekil ve şartları itibariyle değişken bir olgu. Yani dün ak dediğimiz bugün kara olabilir ee yarın da gri. Siyaset zamanı iyi kullanabildiği için belki de bu isimle anılır. Yani doğru anı kollamaktır özü. İnsanların hoşuna giden, inandıkları ana temalardan yola çıkarak deyim yerindeyse ilmek ilmek işlemektir politikanı. İş bu kitabın ana teması da tam olarak bunu içermekte. Kayıtsız kalınan ve çıkarların güdümüne değmeyen durumların, aşama aşama nasıl da gelip evinize kadar girdiğini, Malınıza, canınıza nasıl kast ettiğini şaşırarak izliyorsunuz. Bugün en uzun gece ile en kısa gündüzün üzerinden onca gün geçmiş. Ne değiştiği hakkında pek bir fikrim yok. Kafesin biri kuş aramaya çıkmış, sadece bu kadarına eminim.
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Remzi Kitabevi · 200951,2bin okunma
··
174 görüntüleme
Ayşe* okurunun profil resmi
Dünyayı cehenneme çevirdik, yetmedi develeri öldürdük, yetmedi palm yağı için ormanları yaktık, yetmedi kedilerin, köpeklerin ayaklarını kestik, yetmedi vahşi yaşamda ne kadar hayvan varsa neslini tüketene kadar kaçak avladık, yetmedi fillerin dişini, gergedanların boynuzunu, tilkilerin kürkünü, ayıların postunu, timsahların derisine kadar aldık. Evet hepsini Dostoyevski’nin o bahsettiği aşağılık insanoğlu yaptı, geri dönülmez bir butona basıldı ve son giderek yaklaşıyor, kendi adıma insanoğlu yerküreyi ne kadar çabuk terkederse o kadar mutlu olacağım, o zaman vurulan martının da hesabı sorulmuş olacak. Benim en fazla etkilendiğim Zülfü Livaneli kitabı, ağzına sağlık Onur.
Homeless okurunun profil resmi
Ayşe okurken resmen uçuruma doğru yuvarlanan teker gibi hissettim kendimi. Ve bunların hepsini biliyor olmamıza rağmen dile gelince bile ne kadar ağır! Zannedersem dünyanın sonunun gelmesi birçok insanı rahatsız etmeyecektir. Çünkü gitgide ahlaksızlıktan doğan bir anlamsızlığa sürükleniyoruz. Insanoğlu kendine yaşam alanı açayım derken kendi mezarını kazıyor olması yüksek ihtimal. Yorumundan ötürü teşekkür ederim, beni de okuduklarım arasında en sarsanı bu oldu.
Neşe okurunun profil resmi
Doğal olana tahammülümüz yok, hırsla bozarız, bizden farklı olana tahammülümüz yok, linç ederiz. Eşitlik-adalet diye çığırırken hep eşitimizden yüksekte durmaya uğraşırız. Kısacası elimizi hangi adaya değdirsek çöle döndürürüz. Doğa bizi topyekun katletmedi ya ona şaşıyorum ben. Kitabı okuyalı epey oluyor ama konusu ve başarılı aktarımından etkilenmiştim. Amaçlı sanat yapan insanlar böyledir işte, mesajı yerine ulaştırırlar. Yazarın mesajını almamak mümkün mü? Senin de bu nesnel incelemenle okur olarak mesajın bize ulaştı. Umarım ada sakinleri olarak hem martılara hem de birbirimize bir an evvel sahip çıkmaya başlarız. Eline sağlık.
Homeless okurunun profil resmi
Doğa bizi öldürmüyorsa bile süründürüyor. Yazarın mesajını almak yerine ''popüler yazar eleştirem de popüler olam''cılar elbette işin sanatına, özüne inemeyecektir :) Mesajın ulaşması birincil amacım. Burada birbirimizi geliştirelim, bir bildiğimizi diğerine ulaştıralım derdindeyiz. En azından siz sevgili dostlarım için bunu söyleyebilirim. Teşekkür ederim yorumun için Neşe.
Sezen B. okurunun profil resmi
Eline, emeğine sağlık. :) Konu rahatsız edici olsa da incelemeni okumak keyifliydi. Bu arada hayvanseçerler dediğin kısımda istemsiz olarak güldüm.
Homeless okurunun profil resmi
Hayvan sevmeyi kedi ve köpekten ibaret sanıyorlar ya o bakımdan :)) teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.