Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hegel’e göre insanın yapıp etmeleri değişir ama ortada değişmeyen bir öz her zaman vardır. Bu bağlamda tapınma nesneleri, tapındığımız şeyin ismi değişse de ortada insana içkin, değişmeyen bir öz olarak tapmak duygusu hep vardır. Bir an için Hegel’in bu varsayımının doğru olduğunu düşünelim. Bu durumda Hegel, insanların ne oldu da bir dinden başka bir dine geçtiler yönünde sorulacak soruya tam yanıt veremeyeceği ortadadır. Eğer bunu mümkün kılan şey tin ise o zaman tinin asıl uğrağının hangisi olduğunu nasıl tespit edeceğiz. Eğer tin, bir açınma sürecindeyse bu durumda bir ilerleme sağladığını nasıl kabul edeceğiz veya bunu nasıl tespit edeceğiz. Ayrıca evrensel bir değişmezlik yasası gibi bu ilke kabul edilirse insan ile hayvan arasında nasıl bir fark olduğu söylenebilir. Nitekim insanı zaten farklı kılan şey içinde bulunduğu koşullar tarafından kısıtlanırken bunu aşabilecek kabiliyetinin olmasıdır. Eğer insan her çağda değişmez bir evrensellik sergiliyorsa o zaman kültür üretmesini mümkün kılan şey nedir? Tam da hayvan evrensel bir doğa sergilediği için bir kültür üretemez. Oysa insan yaşam koşulları içinde doğasını dönüştürebildiği için kültür yaratabilmiş böylece tarihte onca gelişim aşaması geçiren geçim araçları üretebilmiştir. Görülmektedir ki aslında Hegel, böyle bir varsayımda bulunarak insanı da hayvan gibi kimi özellikleri itibarıyla tek boyutlu bir varhk olarak düşünmektedir. Fakat bunu söylemek Hegel’in insan ile hayvan arasında ciddi bir fark görmediği anlamına gelmemelidir.
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.