Arzulara gem vurmak nasıl bir şeydi? Derecesi ayarlanabilen elektirikli sobanın karşısında, sürekli ısıtmasını arzuladığın halde, ayarladığın derece yüzünden sık aralıklarla ısıyı kesmesine karşın senin dereceyi arttırma yönündeki istencine dizgin vurman gibi miydi? Ulaşabileceğin ama istemediğin bir şey miydi? Yoksa üşendiğin mi? Yahut mevsimin hemencecik yaz oluvermesini istemek gibi imkansız bir şey miydi arzulamak ve dizginlemek dediğimiz şey bir avuntu muydu? Ya da Nietzsche’nin dediği gibi, kişi arzuladığı şey yerine nihayetinde kendi arzusunu mu seviyordu?