#OkudumBİtti #KitapYorumu 4.#ŞİBUMİ #TREVANIAN E Yayınları / 456 sayfa Merhaba, öyle bir kitap okudum ki kendi kendime hayıflanıp durdum "niye bu kadar geç kalmışım okumakta" diye. Üstelik kitabı 2018 in 7. ayında alamama rağmen Zararın neresinden dönersen kardır diyerek koyuldum okumaya, bazı yerleri iki kez okudum. Muhteşem bir kitap kahramanı, muhteşem bir kurgu, yazarın hayal gücü de devreye girince şahane bir eser çıkmış ortaya. Yazar kitaplarında kendi ismini kullanmayıp Trevanıan mahlasıyla yazmış. Asıl adı Rodney William Whitaker, bir dönem kendini sır gibi saklayan yazar yaşamının sonuna doğru kimliğini açıklamış. İnci Sokağı adlı otobiyografik romanını ölmeden önce okurlarıyla buluşturmuş. Gelelim kitaba, Ana Şirket adlı bir kuruluş ve CIA etrafında geçmekte olaylar. Amerika'nın yaptığı pislikler, ellerinin altında bulundurdukları ülkeler, ortadoğu. Gücüyle, katliamlarıyla ve şantajlarıyla yaptırımları ayan beyan ortada. "Ana Şirket, Batı dünyasının enerji ve istihbaratını etkili biçimde kontrol eden büyük ve uluslararası petrol, haberleşme ve ulaşım şirketlerinin bir korsisyumuydu." Roma Uluslararası Havaalanı'nda bir katliam yapılmıştır, öldürelecek olan iki kişi, ölen dokuz kişidir. Ajan Starr yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Üstelik üçüncü kişi gözden kaçmış, katliamdan sağ kurtulmuştur. Kendilerine Münih Beşlisi adını veren gruptan sadece Hannah Stern sağ kalmıştır. O da amcasının arkadaşı olan Nicholai Hel'in Bask diyarında ki Etchebar Şatosu'na sığınmıştır. Nicholai Hel ( bütün kitap kahramanlarını unutun, bu isim hep aklınızın bir kenarında duracaktır. Kimi okursanız okuyun Hel ben buradayım diyecektir ) Kitabı okuyanlar bilir Hel, yarı Alman, yarı Rus. Şangay'da doğmuş, babasını tanımıyor. General Kishikawa-san tarafından Japon kültürüyle yetiştirilmiş. Annesi de ölünce, general Otake_san'ın yanına gönderiyor, orada Go oyununu öğrenecektir eğitimi budur. Oyunu çok iyi öğrenip , hayatını ona göre şekillendirmiş. Bir kimliğe sahip değil, milliyeti yok. Küçük yaşlarda beş, altı dil öğreniyor. Cezaevinde yattığı dönemlerde bu dillere Baskca da ekleniyor. O bir centilmen O bir çıplak elle insan öldüren katil O bir Japon kültürü hayranı ki evini ona göre inşa etmiş. Dağcı ve mağara hobisi olan adam. Dağlarda kalıp, dostu Cagot'la mağaralara iniş yapıyor. Birçok ülke gezip, çeşitli işler yapıp, para karşılığında çeşitli insanları öldüren Hel kendini emekliye ayırıp, Bask'ta ki şatosunda sakin bir hayat sürmektedir. Japonlara has bir bahçe düzenlemektedir,hayali o bahçeyi geliştirmek. Şibumi düzenine geçmiştir. Şibumi ; anlatılamayacak bir niteliği tarif etme çabası. Şibumi, sıradan, olağan görünümleri altında yatan gizli üstünlükleri anlatır. Şöyle düşün : O kadar doğru söz ki cesaretle söylemesine gerek yok. O kadar dokunaklı bir olay ki güzel olmasına gerek yok. O kadar gerçek ki sahici olmasına gerek yok. Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek. İfade dolu sessizlik demek. Daha çok, bilgilerden geçip basitliğe varmak gerek. Hanna gelince Hel'in hayatı yeniden hareketlenmeye başlar, başına gelmeyen kalmaz. Yeniden ellerini kullanmaya başlayacaktır, Diamond elinden sevdiklerini almıştır. (yanlış adama çattın Diamond ) Kitap hakkında bir kitap daha çıkar, yaz yaz bitmez. O nedenle okumak lazım. Ne yazarsam yazayım eksik kalacaktır.Mutlaka ama mutlaka okuyun. Kitabı ısrarla "oku abla" diyen #SeanReinert 'e çok teşekkür ederim. Kitapla kalın sevgili dostlar ️

ŞibumiTrevanian · E Yayınları · 20238,1bin okunma

·

24 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülsen Gürkol