Gönderi

724 syf.
10/10 puan verdi
Tutunamayanlar'a üç defa başladım, iki defa yarım bıraktım. 'Çok ağır romanmış, herkes yarım bırakıyormuş' düşüncesi ile zaten kafamda bırakmıştım romanı. İlk okuyuşumda kafam karışıyordu, cümleleri kim söylüyor anlayamıyordum. İkinci okuduğumda neden bilmem tekrar bıraktım. Bu kez başladığımda ise her şeyi tüm çıplaklığı ile anladım. 'Nasıl anlamam bu kitabı' diye düşündüğüm çok oldu. Kitap, başlangıçta merakla da birlikte akıyor gidiyor, kitabın beşte biri bittiğinde kafanız karışmaya başlıyor, ağırlığı orada başlıyor ve çoğu insan kitabı bırakıyor. Bazı yerleri defalarca okudum, bazı yerler beni hayrete düşürdü ve 'ne ara bu kadar okudum' diye şaşırdım. Yaklaşık 76 sayfada tek bir noktalama işareti yoktu ve okuması beni çok yordu. Sabırla, ara vere vere o bölümü de bitirdim. Kitap, beşte üçünü okuduktan sonra inanılmaz sürüklüyor ve başlarda sıkıcı bulduğunuz için kendinizden utanıyorsunuz. Bir yandan artık bitsin istedim, bir yandan da bitmesin. Bölümler psikolojik ve felsefi açıdan çok yoğun. Derin psikolojik tahlillere yer verilmiş. Romandaki ağır ve depresif ruh hâli, kitaba başlar başlamaz sizi etkisi altına alıyor. Okumayı bu kadar ertelediğim için kendime kızıyorum. Üzerimden 724 sayfalık bir yük kalktı, hafiflemiş hissediyorum. Selim Işık'la bu kadar benzememiz beni daha çok etkiledi, düşüncelerimiz ve insanlarla olan ilişkimiz çok benziyordu. Ben de bir 'tutunamayan'ım sanırım. "Yorgunum: artık bu konuda yazmak istemiyorum. Tutunamayanlardan bahsetmek içimi tüketiyor. Onları biraz rahat bırakmalıyım. İçimde daha gelişmelerine fırsat vermeliyim. Kim bilir daha bilmediğim ne yönleri vardır? Onlar gibi sakin, acelesiz, beklemeliyim. En telâşlı görünenlerinde bile bir sakinliğe bırakmalıyım iç dünyamı(684. sayfa)."
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062,5bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.