Gönderi

475 syf.
5/10 puan verdi
·
30 günde okudu
Hey dostum senin derdin ne ha?
Bir zamanlar herkesin sürekli tavsiye ettiği bir kitap olduğu, ve söylentiye göre olasılık teorisi ile ilgili bir kurguya sahip olduğu için ilgimi çekmişti ve almıştım. Ağustos 2015'te... Ancak okuyabildim. Okurken kitabın aslında sağda solda övüldüğü kadar iyi olmadığını düşündüm, açıkçası bitirdikten sonra hâlâ aynı fikirdeyim. İlginçtir, kitap ABD'de kıyıda köşede kalmış, doğru düzgün satamamış bir kitap, Adam Fawer de ünlü bir yazar değil, oysa Türkiye'de aşırı ünlendi. Hatta Cüneyt Özdemir'in konuğu olduğu program Youtube'dan izlenebilir. Adam kendisi bile nasıl olup da ABD'de doğru düzgün bir başarı elde edememişken dünyanın öbür ucunda aklına bile gelmeyen bir ülkede, Türkiye'de ünlü olduğuna ve çılgın bir satış yaptığına inanamıyor gibiydi. Bunu doğrudan söylemekten bile kaçınmadı. Peki bu kitabı dünyanın aksine Türkiye'de bu denli popüler yapan şey neydi? Türk insanı niçin bu kitabı bu kadar sevdi? Bu kitap bu kadar iyi idiyse, bir biz mi bunu anlayabildik, kitabı orijinal dilinde okuyan Amerikalı'lar niye anlayamadılar? Benim düşüncem şu: Kitap aslında gerçekten de tam bize uygun. Çok derinliği olmayan popüler bilim kitabı. Hem anlayabilecek kadar sığ, hem de hava atabilecek kadar bilimsel. Batıda genel olarak herkes kendi işini iyi bilir ve diğer işlerde iddialı değildir. Yani genellikle ben her konudan anlarım diyen insanlar bulamazsınız. Kendi işlerini iyi yapar, diğer işlerde ise ne iddia yaparlar ne de ilgilenirler, hı hı deyip geçerler. Dolayısıyla batılı bir insan eğer bilim insanı falan değilse bu kitabı eline alınca "o adamım burada çok fazla matematik var, bana göre değil" deyip bırakır. Bilim insanıysa da kitaptaki matematiğin basitliği onu tatmin etmez, felsefi irdelemelerin sığlığı, zayıflığı, ve yer yer hatalı mantık yürütmeleri onu soğutacaktır. Oysa bizim insanımız bu kitabı okurken tam anlayabileceği kadar bir matematikle karşılaşır, bu matematiği anlayabilmenin matah bir şey olduğunu sanıp kendisini reklam etmek amacıyla şöyle bir kitap okudum çok iyi diye yayar. Böylece kitap viral olarak yayılır. Düşünsenize, kim milyoner olmak ister'de söz gelimi 99+90 sorup 189'u bulabilene "matematiğiniz oldukça iyi diyor sunucu." Kimse de demiyor ki aga matematik demişsin ama bu bakkal hesabı... Biz böyle bir toplumuz. Kendi işimizi iyi bilmiyor, her şeyden de anladığımızı sanıyoruz. Onun için popüler kültürce ele geçirilmek için en uygun ekosistemiz. Bu yazdıklarım bazılarına çok sinik "cynical" gelebilir ama bu kitabın bende uyandırdığı düşünceler bunlar. Çünkü kitap gerçekten de pek iyi değil ve ülkemizde irrasyonel bir başarı gösterdi. Daha iyi bir açıklaması olan varsa buyursun açıklasın. Kitaba gelince, evet kurgusu iyi, felsefi irdelemeler yer yer zevkli sayılabilir ama çoğunlukla sığ ve yetersiz, matematik hesapları bildiğiniz bakkal hesabı seviyesinde. Yazım olarak özensizlikler göze çarpıyor. Adam Fawer'in üniversite terk seviyesinde matematik bilen, sağdan soldan duyduğu birkaç felsefi fikirden fazlaca etkilenip dur ulen ben de bir kitap yazayım diye gaza gelen sıradan bir Amerikalı olduğu izlenimine kapılmamak elde değil. Bir de kitabı adeta 3. sınıf Hollywood filmi klişeleri ile doldurup "bir gün filmi çekilirse senaristler zorlanmasın" diye düşünmüş olduğunu açık etmeseydi iyiydi. Açıkçası okuduktan sonra kendime kızdım, 2000'lerden sonra yazılan bir kitap ne kadar iyi olabilir ki? Türkiye'de popüler oldu diye bir kitabın iyi olduğunu düşünemeyeceğimiz Sarah Jio'larla filan ispatlanmıştı zaten ama insan merak ediyor işte... Yine de akıcılığı, sürükleyiciliği, vs. gibi artı özellikleri yok değil, 5 veya 6 yerine 7 verilebilir 10 üzerinden.
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202386,5bin okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.