Gönderi

Müminlerin Emiri Ali’den Müminlerin Annesi Ayşe’ye!” diye başlıyordu mektup. “Allah beni o kadar ağır şeylerle sınıyor ki! Ey Ayşe! Kâbe’nin çevresinde sağa sola savrulan toz parçası olsaydım da doğmasaydım diyorum bazen. Peygamberin zevcesi, peygamberin damadına, amcazadesine Müminlerin meşru Halife’sine karşı onbinleri bulan ordusuyla karşıma çıkıp benden hesap soracağı günü görmeyip, keşke hicret günü Mekkeli süikastçilerin mızraklarıyla onun yatağında can verseydim. Ey Ayşe! Allah kaderleri yazarken kuluna sormuyor. Onun damadı olmak, onunla aynı kanı taşımak şereflerin en büyüğü, lakin bunu ben takdir etmedim, takdir eden rabbimi de sorgulayacak değilim. Ona olan yakınlığım dünyanın hükümdarlığından ve hazinelerinden daha değerlidir. Lakin dünyaya duyulan meyil, iradenin oyuncağı olan nefis aklımıza hükmederek bizi sonu bilinmeyen maceralara atabiliyor. Hayatımı, varlığımı ve geleceğimi borçlu olduğum peygamber ve onu hak olarak gönderen Rabbim şahit! Ne dünya malına tamahım var ne de; onun hazinelerine.
·
4 görüntüleme
fikret eroglu okurunun profil resmi
ben ayşe ilk kıyam romanından
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.