Gönderi

424 syf.
·
Puan vermedi
Dizisini hiç izlememiş biri olarak dizi çıktığı zamanlarda kitabını okuyayım düşüncesiyle Aşk-ı memnu’yu özgür yayınlarından okumaya çalışmış birçok kelimede sözlüğe, en alttaki açıklamalara bakmaktan sıkılıp yüzlü sayfalarda bırakmıştım (Diziyi hala izlemedim). Kitapların çevrilince bile özlerinden bir şeyler kaybettiğine inanıyorum ancak ön sözde Halit Ziya’nın da sadeleştirme girişimlerini görünce hiç okumamış olmaktansa günümüz türkçesiyle okumaya karar verdim. Can yayınlarının basımının sonunda Mehmet Rauf’un kitap hakkındaki düşüncelerine de yer verilmiş. Mehmet Rauf’un anlatımına göre kitabın ana karakteri Nihal ama biz derinlemesine diğer karakterlerin analizlerini okuyoruz ki açıkcası son sözü okuyana kadar ana karakterin Nihal olduğunu düşünmemiştim. Bihter’in tüm o acı çekmelerini, Behlül’ün toplumun vermiş olduğu iltimasla her çiçekle birlikte olup o saf temiz zambaka uluşma çabasını görüyoruz. Firdevs hanımın kızı olan o enfes kadının, hiçler uğruna evlenmesi, hiçler uğruna aldanışı ve aldatışını ve aslında hep aldanmış olduğunu tüm çabalarına rağmen Firdevs Hanımın kızı olmaktan öteye gidemeyişini görüyoruz. Sevmek, sevilmek, kaybetmemek uğruna her şeye boyun eğişi ve her boyun eğişinde tekrar kaybetişini görüyoruz. Kitapta Nihal’den çok Bihter’e üzüldüm. Nihal’in sürekli olarak küçük zavallı Nihal olarak anlatılıyor olması beni biraz Nihal’den itti. Nihal’in acısını, yalnızlığını, sinir buhranlarını, kaybedişlerini ama hep kaybedişlerini o kadar güzel anlatmışken zavallı Nihal diye tekrar tekrar belirtilmesi sanki anlatımına güvenmeyip zavallılığının altını çizme ihtiyacı duyulmuş gibi hissettirdi. Adnan Bey’in en nadide, en kıymetli varlığı olarak gördüğü, sürekli hastalıklarla o yaşlarına kadar zorluklarla yetiştirmiş olduğu kızını her gün farklı birilerinde gezmiş, bütün diyarların güzelleriyle olmuş olan Behlül’le evlenmesine nasıl onay verdiği düşündürdü beni. Bana öyle geliyor ki Adnan Bey’de kendi hırsından karısına sahip olup olmadığından emin olmak için kendi kızını harcadı. Herkes kitaptaki tüm karakterler bu ilişkide Bihter’i suçlayan gözlerle, imalarla bakarken Behlülün bütün bunlardan muaf oluşu ve olağan bir şeymiş gibi algılanışı öfkelendirdi biraz. Firdevs Hanım’ın kırklı yaşlarında artık evlenemez, yıpranmış, genç kalmak için süslenişleri öyle alay ediliyor ki, Adnan Bey’in ellili yaşlarında kendisini genç sanıp yirmili yaşlardaki Bihter’le evlenişi doğal bulunuyor. Kızları bile sürekli Firdevs Hanım’ın gençlik çabalarıyla alay ederlerken, Adnan Bey yaşlılığını, Behlül’le Bihter’i yan yana görünce, beraber olduğu kadına bedenen sahip olurken bile aslında olamadığını farkedince anlıyor. Kitap o zamanın ve ne yazık ki günümüzün toplumdaki kadın erkek bakış açısını yansıtıyor. Kitabı okurken o kadar çok duygu yaşadım ki bunun Halit Ziya’nın betimlesinin güçlülüğünden kaynaklandığını düşünüyorum. Adnan Bey’e hiç öfkelenmedim, Adnan Bey yan karakter gibiydi eşini kaybedip genç biriyle evlenmiş, genç oluşuna rağmen eşinin bütün o evin işlerini ve çocuklarla aralarındaki bağı kurabileceğine olan inancından evden elini eteğini çekmiş. Bihter’e üzülüyor, kızıyor onun acısının bir karşılığı olsun Behlül’de istedim ama olmadı. Kitapta Behlül’ü sevmek için neden aradım. Onun git gellerini , ikilemlerini, pişmanlığını görüyoruz ama bunlar hep suni ve anlık şeylermiş gibi. Duyguları, arzuları nereye götürürse oraya gidiyor, kimlerin üzüldüğü yalnızca kendi huzuruna bir zarar gelecek ihtimali olduğunda aklına geliyor. Kitap hakkında daha yazılacak çok şey var, içinde olduğu akımla değerlendirilmesi gerekiyor ama bu konuda yeterli bilgide olduğumu düşünmediğim için yorum yazmıyorum.
Aşk-ı Memnu
Aşk-ı MemnuHalid Ziya Uşaklıgil · Can Yayınları · 202118,1bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.