Yüzlerce kitap okuduğu halde "irfan" konusunda emekleyen bireyler değil miyiz çoğumuz? "Daha da okumalıyım", "daha da bilgili olmalıyım" diye diye çoğunlukla kendimizi kandırdığımız ve içinde bulunduğumuz anı kaybettiğimiz yalan mı? Kitaplarımızın büyük çoğunluğu ya yarıda kalmış, ya da kapağı hiç açılmamış bir halde değil mi? Karşımıza çıkan çoğu olayı zaman kaybı olarak değerlendirip, daha da önemli işler yapmamız gerektiğine kendimizi inandırmıyor muyuz çoğu zaman? Eğer bunlar asılsız birer akıl yürütme ise, etrafımızdaki bu huzursuz ve mutsuz insanlar kimler?
Sayfa 26 - Süleyman Ragıp Yazıcılar